Türkiye'de İşgücü Piyasası ve İşsizlik

“Türkiye’de İşgücü Piyasası ve İşsizlik” başlıklı bu araştırma, işsizliği azaltabilmek için temel aracın sürdürülebilir büyüme olduğunu göstermiştir. Türkiye 1992-2002 yılları arasında yaşadığı ekonomik krizler nedeniyle büyüme ve istihdam alanında çok başarısız bir dönem geçirmiştir. 1990’ların ikinci yarısından itibaren uzun dönemli dinamiklerin etkisiyle işgücü arzında kendini göstermeye başlayan yüksek artış temposu, düşük büyüme temposu ile birleşince işsizlik adeta patlamıştır. Türkiye, 2002 yılı verilerine göre ortalama % 15.1 olan tarım dışı işsizlik oranı ile AB ülkelerine (onbeşler) kıyasla en yüksek işsizliğe sahip ülke durumundadır. Tahmin yöntemlerinin içerdiği hata paylarını da dikkate alırsak, işsizlikle etkin bir mücadele için ekonomimizin yılda ortalama %6 civarında büyümesi gerektiği görülüyor. Hem büyümeyi kolaylaştırmak hem de gerekli büyüme hızını yakalamada meydana gelebilecek gecikmeleri ya da yetersizlikleri telafi etmek için mikro düzeyde de önlemler gerekiyor. Başta işgücü maliyetlerini düşürmek ya da diğer bir ifade ile "istihdam vergilerini" azaltmak olmak üzere, "yarım gün iş"in yasallaşması ve yaygınlaştırılması, vasıf uyumsuzluğunu azaltıcı kurumsal düzenlemeler gibi mikro politikalar işsizliği azaltmada yararlı olacaklardır. İşsizlikle topyekûn bir mücadele bir an önce başlamak zorundadır. Kaybedilen her yıl işsizliğin tetikleyeceği toplumsal sorunları daha da ağırlaştıracak ve Türkiye Avrupa Birliği perspektifinden uzaklaşmaya başlayacaktır. TÜSİAD Sosyal İşler Komisyonu bünyesinde faaliyet gösteren, İstihdam ve Sosyal Güvenlik Çalışma Grubu koordinatörlüğünde hazırlanan “Türkiye’de İşgücü Piyasası ve İşsizlik” başlıklı çalışma, Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, Doç. Dr. Haluk Levent, Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) İşgücü İstatistikleri Şubesi Müdürü Enver Taştı, Müdür Yardımcısı Arzu Yörükoğlu, İstatistikçi Ayla Saygılı Erçevik ve İstatistikçi Pelin Tercan tarafından kaleme alınmıştır.