TÜSİAD 2014 yılının ikinci Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı İstanbul'da düzenlendi

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı 18 Eylül 2014 Perşembe günü (bugün), Four Seasons Bosphorus Otel’de gerçekleşti.

Türkiye Cumhuriyeti 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan toplantıya onur konuğu ve konuşmacısı olarak katıldı.

Toplantının açılış konuşmalarını TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Erkut Yücaoğlu ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Dinçer gerçekleştirdi.

Erkut Yücaoğlu konuşmasında, nisan ayında yapılan son toplantıdan sonra  dünyada ve Türkiye'deki gelişmelerin çok hızlı seyrettiğini vurguladı. "Ukrayna, Suriye ve Irak'taki çatışma ortamı bizi derinden etkiledi" diyen Yücaoğlu, Türkiye'de ise son derece önemli görev değişiklikleri olduğunu söyledi. Yücaoğlu, şunları kaydetti: "İlk kez halk oyuyla seçilmiş bir cumhurbaşkanımız var. Yeni bir başbakan ve hükümet var. Bu görev değişiklikleriyle yeni Türkiye sloganı altında  bir süredir ikinci planda kalan ülke meselelerinin yeniden gündeme geldiğini görüyoruz. Türkiye'yi 100. yıl hedeflerine götürecek bir dizi restorasyon  ve reformdan söz edilerek yeni bir başlangıç çizgisi benimsendi. Bu yeni başlangıç ve bunu yeni ifade eden en önemli doküman 62. Hükümet Programı'dır. TÜSİAD bu programın uygulanmasında hem takipçi hem de katkı sunan bir konumda olma arzusundadır."

Yücaoğlu, yeni hükümet programında siyasetin ve devlet yönetiminin adaletle özleştirilmesi, farklı yaşam tarzlarının güvence altına alınması, insani kalkınma için demokrasinin şart koşulması, STK'ların siyasete katılması, yargı bağımsızlığı, hukuk devleti ve yeni Anayasa gibi konuların  ele alındığını anımsattı. Demokrasi, hukuk devleti ve dış politikaya da değinen Yücaoğlu, şunları söyledi: "Kuzey ve güneydoğu komşularımızın sıcak çatışma içinde olması ihracatımızı etkileyen ekonomik sonuçlarının yanı sıra Suriyeli mülteciler gibi  sosyal hayatımızı da ilgilendiren sonuçlar yaratıyor. Ortadoğu'daki çatışmaların yeni aktörler ve IŞİD gibi sınırlarımızda beliren örgütlerle  daha çetrefilli hale geldiğini görüyoruz. Bütün koalisyon çalışmalarına rağmen bu karmaşanın daha uzun süre devam etme ihtimali de var. Bu yüzden programda Türk dış siyasetinin, ekonomi, savunma ve çevre ile ana çıpasının Avrupa ve Transatlantik kurumlarıyla olduğunu söylüyor. Bu vurguyu Suriye ve Irak gibi bölgesel sorunlar da ABD ve AB ile ilişkilerin değerlendirilmesi olarak da algılıyoruz. Türkiye kendi çıkarlarına uygun, kişilik sahibi ve insan odaklı bir siyaset arayışı içindedir. Ama bu dış siyaset arayışı küresel güç dengeleri ile uyumlu bir biçimde  ele alınmayı gerektiriyor."       

Yücaoğlu, TÜSİAD'ın önde gelen uğraşısının Türkiye ekonomisinin katma değerinin artırılarak büyütülmesi ve bu yolla istihdama, refaha katkı  sunmak olduğunu belirterek, ülkenin ekonomik hedeflerinin tutturulmasında hükümet kadar iş adamlarına da görev düştüğünü söyledi. Ekonomide  hızlı ve güvenli bir şekilde yürüyebilme, bu alana özgü bazı dinamiklerin de hayata geçirilmesini gerektirdiğini anlatan Yücaoğlu, şunları kaydetti: "Bunların başında orta ve uzun vadeli etkileriyle eğitim ve teknoloji birikimlerinin geliştirilmesi, kısa vadeli etkileriyle kamu kurumlarının  piyasa ekonomisinin gerektirdiği uygun bir biçimde etkin ve verimli şekilde sağlanması geliyor. Ekonomide orta vadede daha yüksek katma değer  yaratma için birinci önceliğin eğitimde olduğuna inanıyoruz. Son zamanlarda sınav ve yerleştirme sistemlerine çok fazla enerji yitirildi. Esas  plan, eğitimin içeriğinin ikinci planda kalıp kalmadığına bakmaktır. Uluslararası istatistikler matematik ve fen bilimleri gibi teknoloji bilimine  temel olan konularda Türkiye'nin bir miktar geriye düştüğünü ifade ediyor."        

TÜSİAD Başkanı Haluk Dinçer ise konuşmasında, Türkiye'nin bireyi odağa alan, devlete karşı koruyan yeni bir anayasa yapması gerektiğine işaret etti ve "Duraksayan yeni anayasa faaliyetleri en geç 2015 seçimleri sonrasında başlamalı" talebinde bulundu.

Hukuka güvenin önemini anlatan TÜSİAD Başkanı, şunları kaydetti:  "Saha araştırmaları toplumda hukuka güvenilmediğini ortaya koyuyor. Onun için yargı reformu ivedilikle ele alınmalı, tarafsız ve bağımsız yargı erki  oluşturulmalı. Hukuka güven, hukukun öngörülürlüğü bireyler ve yatırımcı için, milli itibar için hayati önemdedir. Şu an bireyin devlete, devletin  bireye güveni önemlidir. Bu anlamda devlet organlarının yargısal denetime tabi olmaları, kamu kurumlarının şeffaflığı, yolsuzlukla mücadele,  müteşebbislerin devlet kurumlarının tarafsızlığına güveni mühimdir."

Çözüm sürecinin  ivme ile devam etmesinin ve tamama ermesinin Türkiye'nin geleceği için önemli olduğunu dile getiren Dinçer, "Çözüm sürecine muhalefet ve sivil  toplumun katkısı varılacak hedef adına önem taşıyor. Biz, ana muhalefetin çözüm süreci dışında kalmasını riskli buluyoruz. Cizre ve Batman ziyaretlerimizde  sürecin ekonomik ayağına sahip çıkacağımızı açıkça belirttik. Bu çerçevede 6 Kasım'da Cizre'de açıkladığımız TÜSİAD Doğu ve Güneydoğu Anadolu  Yatırımcı ve Danışma Konseyi'nin 3. toplantısını Van'da yapacağız." ifadelerini kullandı.




                    

 


 

Bu kategoriden diğerleri: