Büyük Verinin İki Yüzü

Büyük Verinin İki Yüzü

İpek Aybay, Bilgi Toplumu ve İnovasyon Bölümü Uzman Yardımcısı

Bilgi ve iletişim teknolojileri kişiler ve ülkeler arasındaki etkileşimi devamlı bir şekilde artırarak toplumsal yaşamı kökten değiştirdi. Dijital çağa uyum sağlayan ülkeler bu değişimden büyük oranda fayda sağlarken, her alandaki eşitsizlikler teknoloji alanına da yansıyor. Öte yandan, bu eşitsizliklere fırsat olarak yaklaşmak mümkün. Bugünü ve geleceği şekillendirmeye devam eden teknolojik yenilikler doğru ve yerinde değerlendirildiği zaman, birçok alanda kalkınmaya yön verecek güçte.

İnternet, teknoloji alanındaki ilerlemelerin önemli bir bileşeni olma özelliğini taşıyor.  Uluslararası Telekomünikasyon Birliği,  2006 yılında 1 milyar olan internet kullanıcı sayısının 2014 sonu itibariyle 3 milyara yaklaştığını açıkladı.[i]Küresel dağılıma bakıldığında ise kullanım oranlarında büyük farklılıklar açıkça görülüyor. ABD, Kanada, İsveç, Norveç, Finlandiya, Fransa, Almanya ve İngiltere gibi güçlü ekonomilere sahip ülkelerde internet kullanım oranları %80-100 seviyesindeyken, gelişmekte olan ülkelerde %40-60 seviyesine, az gelişmiş ülkelerde ise %0-20 seviyesine kadar düşüyor.[ii]Yine de, gelişmekte olan ülkeler ve özellikle Afrika ülkeleri son yıllarda en başta mobil genişbant oranları olmak üzere artışlarda önemli paya sahipler.  Mobil abonelik sayısının dünyada yaşayan kişi sayısına yaklaşmasıyla, pazarın büyüme hızı 2014 sonunda şimdiye kadar görülen en düşük seviye olan %2.6’ya kadar indi.[iii]  Bu da mobil pazarın doyma noktasına geldiğini gösteriyor. Bununla birlikte, sadece mobil aboneliğe veya internet erişimine sahip olmak, serbest içerik paylaşımı ve inovasyon ortamını beraberinde getirmek için yeterli değil.  Çoğu zaman, altyapı sorunları ve içeriğe müdahaleler internetin verimli kullanımını kısıtlıyor.

Bilgisayarlardan, cep telefonlarına, arabalardan beyaz eşyalara kadar birçok teknolojik cihazın birbirine giderek daha bağlı hale gelmesiyle  “nesnelerin interneti” kavramı hayatımıza girdi. Nesnelerin internetiyle birlikte, kişisel cihazların çoğu aynı zamanda evrensel hale geldiğinden, üretilen veri hacmi anlık olarak genişlemeye devam ediyor.  Kullanım alanı genişleyen bu veri birikimi sonucu, hangi verilerin kişisel veri olarak sınıflandırılabileceği, söz konusu verinin toplanması, kullanımı ve paylaşımı için hangi kurallara tabi olması gerektiği ve hangi uygulamaların yasaklanması gerektiği soruları gündeme geldi.[iv]Pazar araştırmaları firması International Data Corporation (IDC) tahminlerine göre büyük veri pazarı yılda  %27’lik büyümeyle 2017 yılında 32.4 milyar dolara ulaşacak. Bu oran tüm bilgi ve iletişim teknolojileri pazarının 6 katı bir büyümeyi temsil ediyor.[v]Her gün genişleyen bu veri havuzunun geleneksel yöntemlerle analiz edilmesi ise artık mümkün değil. Bu nedenle, önde gelen tüm kurum ve kuruluşlar dijital çağa ayak uydurabilmek adına, veriden yeterli değeri elde edip edemediklerini sorguluyor. Kurumlar artık geçmişte ne olduğunu ve neden olduğunu bilmek yerine şu an neler olduğunu, ve bir sonraki aşamada nelerin olacağını, en iyi sonuçların alınması için ne gibi adımlar atılacağını bilmek durumundalar.[vi]

Büyük veri, yeni iş alanları oluşmasına neden olmakla birlikte mevcut alanlarda reform yapılmasını da tetikliyor. Avrupa Komisyonu dijital ajanda kapsamında “Büyük Veri”nin yararlı olacağı başlıca sektörleri Sağlık, Ulaşım, Çevre, Tarım ve İmalat, Perakende olarak sıralıyor.

Büyük veri,

·         Sağlık sektöründe, herhangi bir kişiden sağlık personeli tarafından toplanan tüm bilgilerin ulaşılabilir olmasını sağlayarak, doktorların daha hızlı teşhis koymasını sağlıyor. Bununla birlikte tekrarlanan testlerden kaçınılması maliyet avantajına dönüşüyor.

·         Ulaşım sektöründe, sensörler, gps verisi ve sosyal medya ile trafik kazalarından ve trafik sıkışıklığından kaçınılmasına fayda sağlıyor. Büyük verinin yerinde kullanımı şehirleri daha akıllı yaparken, kişi ve kurumların zaman tasarrufu sağlamasını kolaylaştırıyor.

·         Tarımda, ileri teknoloji kullanımıyla çiftçiler tarafından performans, topografi ve iklim ölçümleri yapılmasını sağlayarak daha verimli tarım yapılmasını kolaylaştırıyor.

·         İmalat ve Perakende sektörlerinde ise süreç iyileştirmesi sağlıyor. Ayrıca, tüketicilere doğru zamanlı ve uygun ürün teslimi sağlanarak, kurumların maliyet avantajına sahip olmalarını kolaylaştırıyor. Bu kapsamda, büyük veri tüketicilerin ihtiyaç ve taleplerini daha iyi tespit ederek kişiselleşmiş ürünler önermelerine imkan tanıyor.[vii]

Büyük veri, sağlıktan tarıma ve imalat sektörüne kadar birçok alanda verinin avantajlarından doğru şekilde yararlanabilenler için, değişen kullanım kalıplarına uyumlu yeni mal ve hizmetlerin üretimini kolaylaştırıyor.

Elbette, büyük veriye sadece üretim açısından yarattığı kolaylıklar çerçevesinden yaklaşmak yeterli değil. Büyük veri aynı zamanda kurumsal sürdürülebilirlik alanındaki gelişmeler için de büyük bir potansiyel barındırıyor. Bu potansiyel, her biri içinde karmaşık yapılara sahip iş dünyası ve doğal yaşamdaki etkileşimlerin ölçülebilirliğinin artmasıyla değerlendirilebilir. İş dünyasında; tüketiciler, üreticiler, şirketler ve pazar ilişkileri, doğal yaşamda ise insanlar, ekosistemler ve iklim arasındaki etkileşimler konusunda eskiye göre çok daha fazla veriye ulaşılabiliyor. Büyük veri ile bu etkilerin ölçülebilirliği artırılarak sürdürülebilirlik adına önemli adımlar atılabilir. Böylelikle domino etkisiyle büyük firmalardan-elinde en fazla veri bulunduranlar- küçük firmalara doğru olumlu bir yansımayla firmaların daha sorumlu adımlar atması sağlanabilir.[viii]

Büyük verinin çeşitli alanlardaki faydaları toplumları ileri düzeylere çıkarırken, Snowden sonrası dönem kaçınılmaz şekilde özel hayatla ilgili soruları da beraberinde getirdi. Günlük hayatın ayrılmaz bir parçası haline gelen cep telefonları, taşınabilir bilgisayar ve tabletler, kişilerin sosyal hayatının haritasını çıkaran ve günlük yaşamla ilgili tüm detayları taşıyan veri merkezleri haline geldi. Arzu edilen, mobil teknolojilerin iletişime getirdiği yeni boyutla süreçlere katkı sağlamasıyken, kişisel içeriklere müdahale edilebileceği veya izlenilebileceği şüphesi kimi zaman rahatsız edici boyutlara varabiliyor. Bu nedenle,  modern teknoloji kişisel verilerin korunması karşısında tehdit potansiyeli olarak görülebiliyor.

Peki bu teknolojilerden faydalanmak için özel hayattan ödün verilmeli mi?  Verinin kullanımı ve işlenmesi çok geniş bir alan olduğundan, kullandığımız uygulamalar için kişisel verileri suistimal etmeyen standart bir yöntem belirlemek olası görünmüyor. Bunun yanında, kişisel verilerin gizliliği çok paydaşlı bir konu olarak sayıca fazla ve pazarlık gücü aynı olmayan karşıt görüşleri içerebiliyor. Bu çok paydaşlı yapı ise kimi zaman asimetrik sonuçların ortaya çıkmasına neden oluyor.

Önceleri, pazar dinamiklerinin korunması için kişisel verilerin gizliliği büyük önem taşıyordu. Teknoloji ilerledikçe, kişisel verilerin korunması internetin bir inovasyon ve fırsat ortamı olarak kullanılmasının önünde bir engel olarak görülmeye başlandı. Ancak bu noktada belirtmek gerekir ki, teknolojik ilerleme ve kişisel veriler arasında bir seçim yapmak her zaman gerekli olmayabilir. Bugün genel görüşün aksine kullanıcılar ve özellikle gençler internet üzerindeki haklarının çok daha fazla bilincindeler. Oxford Internet Institute tarafından yapılana bir araştırmaya göre, 14-17 yaş aralığındakilerin %95’i, sosyal medya üzerindeki güvenlik ayarlarını kontrol ettiğini ve/veya değiştirdiğini söylüyor.  65 yaş ve üstünde ise bu oran %32.5’e kadar düşüyor.  Bu çalışma genç yaş grubunun sosyal ağ sitelerinde tüm yaş gruplarına göre kişisel verilerini korumada en duyarlı yaş aralığı olduğunu gösteriyor. [ix]Kişisel verilerin korunmasına olan duyarlılığın giderek artıyor oluşunu mevcut uygulamaların yenilenmesi ve daha güvenilir bir internet ekosistemi yaratılması için bir fırsat olarak görebiliriz.

Bu alanda kullanıcıları bilinçlendiren uygulamalara örnek olarak, Electronic Frontier Foundation, “Who Has Your Back?” başlıklı yayınında, internette yaygın olarak kullanılan çeşitli uygulamaları

·         yetki gerektirmesi

·         kullanıcılara kamudan gelen izleme taleplerini bildirmesi

·         şeffaflık raporları yayınlaması

·         hukuki yaptırım kurallarını yayınlaması

·         mahkemelerde kullanıcılarının kişisel veri haklarını savunması

·         ABD’deki kongrede kullanıcılarının kişisel veri haklarını savunması

bölümleri altında yıldızla puanlandırarak, kullanılan hizmetlerle ilgili bilgi eksikliğini gidermeyi amaçlıyor. [x]Yaptığı bu derlemeyi ise her yıl yeniliyor, böylelikle belirli alanlarda eksikleri olan firmaların yıl içinde kaydettikleri gelişme de görülebiliyor.

Kişisel ve kurumsal düzeyde veri gizliliğiyle ilgili olarak, kamuoyunu bilinçlendirmek ve artan bir şeffaflıkla hem kamu kurumları hem de özel kurumların sisteme dahil olması amacıyla Dünya Ekonomik Forumunda önemli görüşmeler yapıldı. Bu görüşmelerin sonucu olarak ortaya çıkan ve tüm kurumları kapsayan ana politika önerileri 6 adımda özetlenebilir:[xi]

1.      Geniş veri sistemleri veriyi çeşidine (ör. finans veya sağlık verisi) ve kategorisine (ör. kişisel veya kurumsal) göre saklamalıdır. Veriler bölgesel olarak tutularak benzer olmayan bilgisayar sistemleri kullanıldığında veriye müdahale çok daha sınırlı olacaktır. 

2.      Veri paylaşımı her zaman veriye bağlı kaynak ve izinlere tabii olmalı ve sürekli denetlenmelidir. İmkan olduğu durumlarda, veriler olduğu gibi paylaşılmak yerine,  ilgili sorulara cevap verecek şekilde programlandığında denetimler kolaylaşacaktır.

3.      Sistemeler ortak kurumlar tarafından kontrol edilmeli ve tüm sistemlerin güvenli olması sağlanmalıdır. Dış veri paylaşımı sadece benzer kontrol, izin, ve denetim uygulamaları olan veri sistemleri arasında sağlanmalıdır. Bu paylaşım yasal prosedürlere tabi olmalıdır.

4.      Güvenli veri ekosistemi ihtiyacı kişilerden, ortak şirketlerin kendilerine ait verilerine kadar geniş bir alanı kapsamaktadır. Kişi ve kurumlar arası veri akışı belirli bir yasal çerçeve içerisinde ve güvenli veri merkezleri üzerinden gerçekleştirilmelidir.

5.      Tüm paydaşlar güvenli kimlik yeterliliğine sahip olmalıdır. (ör. biyometrik imza) 

6.      Kurumsal ortaklıklar için hafifletilmiş bir yasal anlaşma çerçevesinde açık veri havuzları yaratılmalıdır. Açık veri, 3. kişilerin hizmetleri iyileştirmesini sağlayarak büyük ölçüde değer yaratımına katkıda bulunabilir. 

Sonuç

Büyük veri ve neden olduğu teknolojik dönüşüm özellikle gelişmekte olan ülkeler için büyük bir potansiyel yaratmaya devam ediyor.  Çeşitli sektörlerdeki uygulamalarında da görüldüğü üzere, büyük veri, doğru algılandığında yeni kurumsal ve toplumsal olanaklara fırsat sağlayarak değer yaratımına katkıda bulunuyor.  Bu noktada, inovasyon ortamını kişisel verilerle ilgili sınırları aşmadan korumak önemli.

İnternet kullanıcıları bilinçlendikçe gizliliğe duyarlı uygulamalara daha çok talep gösterecekler. Böylelikle kullanıcı dostu ve aynı zamanda kişisel verilerden ödün verilmesini gerektirmeyen uygulamalar da yoğunlaşacak. Electronic Frontier Foundation’ın araştırmasında[xii]da görüldüğü üzere artan gizlilik talebine piyasadaki aktörler de tepki göstererek, dıştan gelen müdahalelere izin verilmemesi için çaba gösteriyor ve daha şeffaf bir hizmet için çalışmalar yapıyorlar.

Yeterli bilinçlenme sağlanmadığında kişiler olması gerektiğinden daha fazla endişeye kapılarak sert önlemlerin alınmasını talep edebiliyorlar. İşte inovasyon ve serbest üretim ortamını kısıtlayan da bu ölçülülük ilkesine ters yaptırımlar. Bu nedenle, bu konuda yapılan düzenlemelerde bilgi ve iletişim teknolojilerinin çarpan etkisiyle yarattığı katma değerin dikkate alınması ve dengeli bir internet politikası izlenmesi ileriye dönük çalışmalar için büyük önem taşıyor.


[i] International Telecommunication Union (ITU), The World in 2014: ICT Facts and Figures, Erişim tarihi: 26 Ocak 2015 http://www.itu.int/net/pressoffice/press_releases/2014/23.aspx#.VMIG1NKsVQg
[ii] Internet Society, Global Internet Report 2014, Erişim tarihi: 30 Ocak 2015  http://www.internetsociety.org/doc/global-internet-report
[iii] International Telecommunication Union (ITU), The World in 2014: ICT Facts and Figures, Erişim tarihi: 26 Ocak 2015 http://www.itu.int/net/pressoffice/press_releases/2014/23.aspx#.VMIG1NKsVQg
[iv] Cohen, N. (2014). Data Protection and Privacy Law: Where Regulators Are King? Internet Monitor 2014: Reflections on the Digital World. The Berkman Center for Internet & Society Research Publication Series. Erişim Tarihi: 20 Şubat 2015 http://cyber.law.harvard.edu/publications/2014/reflections_on_the_digital_world
[v]International Data Corporation (IDC). Big Data and Analytics. Erişim tarihi: 26 Ocak 2015, http://www.idc.com/prodserv/FourPillars/bigData/index.jsp;jsessionid=0F3DD8E50FBCBBD60BC798440A064BBF
[vi] LaValle, S.,Lesse, E. , Shockley, R., Hopkins, M. &Kruschwitz, N. (2010).  Big Data, Analytics and the Path From Insights to Value. MIT Sloan Management Review. Erişim Tarihi: 25 Ocak 2015 http://sloanreview.mit.edu/article/big-data-analytics-and-the-path-from-insights-to-value/
[vii] European Commision. What Can Big Data Do For You? Erişim Tarihi: 27 Ocak 2015 http://ec.europa.eu/digital-agenda/en/what-big-data-can-do-you
[viii] Hsu, J. (2014) The Guardian. Why big data will have a big impact on sustainability. Erişim Tarihi: 14 Mart 2015 http://www.theguardian.com/sustainable-business/big-data-impact-sustainable-business
[ix] Blank, G. Bolsover, G. & Dubois, E. (2014).  A New Privacy Paradox: Young people and privacy on social network sites. Erişim tarihi: 2 Şubat 2015. http://www.oxfordmartin.ox.ac.uk/downloads/A%20New%20Privacy%20Paradox%20April%202014.pdf
[x] Electronic Frontier Foundation. Who Has Your Back? 2014: Protecting Your Data From Government Requests. Erişim Tarihi: 15 Şubat 2015. https://www.eff.org/who-has-your-back-2014
[xi] Pentland, A. (2014) Big Data: Balancing the Risks and Rewards of Data-Driven Public Policy. World Economic Forum, The Global Information Technology Report 2014. Chapter 1.4. Erişim Tarihi: 20 Şubat 2015 http://www.weforum.org/reports/global-information-technology-report-2014
[xii] Electronic Frontier Foundation. Who Has Your Back? 2014: Protecting Your Data From Government Requests. Erişim Tarihi: 15 Şubat 2015. https://www.eff.org/who-has-your-back-2014
Bu kategoriden diğerleri: