TÜSİAD Tartışma Makaleleri Dizini, 2009 / 03 2010 Sonrası AB Gündemi

 


 

Dilek İŞTAR ATEŞ - TÜSİAD AB-Brüksel Temsilciliği Proje Yöneticisi ve Araştırmacı


Yeni Dönemde AB Komisyonu’nun Öncelikli Politikaları

2005 yılından bu yana AB politikalarına yön veren José Manuel Barroso Başkanlığındaki AB Komisyonu’nun görev süresi 31 Ekim 2009’da sona erdi. AB liderlerinin Barroso’nun önümüzdeki beş yılda da AB Komisyonu Başkanı olarak görev yapabilmesi konusunda görüş birliğine varması üzerine AB için yeni bir dönem başlamış oldu.

Barroso öncelikle, AB’nin 2014’e kadar hangi alanlara daha fazla eğilmesi gerektiğini ve Başkanlığı altındaki Komisyon’un bu alanlarda ne gibi eylemler izleyeceğinin ön bilgilerini veren bir rapor hazırlayarak seçilmesi konusunda son sözü söyleyecek olan Avrupa Parlamentosu’na gönderdi. Milletvekillerinin sorularını cevaplandırması sonrasında yapılan oylamada Barroso Avrupa Parlamentosu’ndan geçerli notu alarak yeni dönem için çalışmalarına başladı.

2014’e kadar birlikte çalışacağı AB Komisyonu üyelerini seçmek Barroso’nun bu yeni dönemde karşı karşıya kaldığı uzun ve zorlu bir süreç olarak gerçekleşti. Bazı Komiserlerin yeni dönemde başka dosyalara bakma istekleriyle bazı üye ülkelerin belirli konularda söz sahibi olma hedeflerini dengelemek zorunda kalan Barroso, Kasım ayının son haftasında Komiser adaylarını belirlemeyi başardı. Bu isimlerin 2. Barroso Komisyonu’nda görev alıp almayacağının belli olması için gözler Avrupa Parlamentosu’na çevrilmiş durumda. Parlamento’nun yapacağı güven oylamasında Barroso’nun belirlediği adayların olumlu cevap alması gerekiyor.

Barroso’nun AP’ye sunduğu rapora göre 2010 sonrasında daha dışa dönük, ekonomik büyümeyi yeniden sağlamış, çevre dostu, iklim değişikliğiyle mücadelede önder bir AB göreceğiz. Barroso raporunda şu noktalar öne çıkıyor:

• Kriz ortamından başarılı çıkış
- Talep artışının devam ettirilmesi ve işsizlik artışının önüne geçilmesi;
- Avrupa Ekonomik Kurtarma Planı’nı uygulamaya devam edilmesi;
- Faizlerin düşük düzeyde tutulması, AB devlet yardımları düzenlemelerinin üye ülkelerin ekonomilerini canlandırmalarında destek olarak kullanılması;
- Kriz dönemi düzenlemelerinden çıkış stratejilerinin belirlenmesi.

• İklim değişikliği ile mücadelede liderlik
- Sürdürülebilir politikalara yönelimin teşvik edilmesi;
- İstihdam ve büyüme artışı için düşük karbon teknolojilerine yatırım yapılması;
- Çevre dostu sanayi, hizmet ve teknolojilerin başta KOBİ’ler olmak üzere AB’li şirketler tarafından benimsenmesi ve bunun için gerekli yasal düzenlemelerin yerine getirilmesi;
- Düşük salınım ekonomisinin teşvik edilmesi, elektrik üretimi ve ulaşımda karbon düzeyinin düşürülmesi, elektrikli otomobillerin geliştirilmesi.

• Büyüme ve sosyal uyumda yeni kaynakların harekete geçirilmesi
- Uzun vadeli büyüme hedefi için sanayi politikalarında yeni yaklaşımların benimsenmesi;
- Sürdürülebilirlik, yenilikçilik ve mesleki gelişim stratejilerinin vurgulanması;
- Gereksiz idari maliyetlerin kaldırılması ve şirketlerin uyun vadeli yatırımlar yapmasına olanak veren yasal güvencelerin sağlanması.

• Değişen iş ortamında yeni istihdam stratejileri
- Eşitlik ve sosyal adalet değerlerinin ilerletilmesi;
- Dernek kurma ve grev hakkı gibi temel sosyal hakların korunması;
- Küreselleşmenin AB sosyal standartları üzerinde yarattığı baskıya yenik düşülmemesi. Ekonomik ortakların benzer standartlar uygulamasının teşvik edilmesi.

• Tek dijital pazarın kurulması önündeki engellerin kaldırılması ve yüksek hızlı internet teknolojilerine yatırımların teşvik edilmesi

• Avrupa’nın dış ilişkilerini geliştirerek küresel piyasalarda yükselmesi

• Yeni hedeflere ulaşma yönünde AB bütçesinin reformu ile Avrupa Yatırım Bankası ve özel sektör ile ortaklıkların arttırılması


2010-2014 Döneminde Görev Yapacak AB Komisyonu Üyeleri

Yeni dönemde AB Komisyonu’nda toplam 27 Komiser görev yapacak, bunlardan yedisi aynı zamanda AB Komisyonu Başkan Yardımcısı görevini üstlenecek. 31 Ekim 2014’e kadar görevde kalacak olan yeni Komisyon’un AP üyeleri tarafından onaylanması gerekiyor. Bunun öncesinde 11-19 Ocak arasında her bir Komiser adayı AP’de milletvekillerinin sorularını yanıtlandıracak ve politika önceliklerini açıklayacak. 26 Ocak tarihinde ise AP’de güven oylamasının yapılması öngörülüyor.

Konu
İsim
Ülke
AB Komisyonu Başkanı
José Manuel Barroso
Portekiz
Rekabet
Joaquin Almunia
İspanya
İstihdam, Sosyal işler
Laszlo Andor
Macaristan
Dış İşleri ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi
Catherine Ashton
İngiltere
İç Pazar ve Hizmetler
Michel Barnier
Fransa
Tarım ve Kırsal Kalkınma
Dacian Ciolos
Romanya
Sağlık ve Tüketici Politikası
John Dalli
Malta
Balıkçılık
Maria Damanaki
Yunanistan
Ticaret
Karel de Gucht
Belçika
Genişleme ve Komşu Ülkeler Politikası
Stefan Füle
Çek Cumhuriyeti
Bölgesel Politika
Johannes Hahn
Avusturya
İklim
Connie Hedegaard
Danimarka
Araştırma ve Yenilikçilik
Maire Geoghegan-Quinn
İrlanda
Uluslararası İşbirliği ve İnsani Yardım
Rumiana Jeleva
Bulgaristan
Ulaşım
Siim Kalas
Estonya
Dijital Gündem
Neelie Kroes
Hollanda
Bütçe
Janusz Lewandowski
Polonya
İç İşleri
Cecilia Malmström
İsveç
Enerji
Günter Oettinger
Almanya
Kalkınma
Andris Piebalgs
Letonya
Çevre
Janez Potocnik
Slovenya
Adalet, Temel Haklar
Viviane Reding
Lüksemburg
Ekonomik Mali İşler
Olli Rehn
Finlandiya
Kurumlar Arası İlişkiler
Maros Sefcovic
Slovakya
Vergi ve Gümrük Birliği
Algirdas Semeta
Llitvanya
Sanayi ve Girişimcilik
Antonio Tajani
İtalya
Eğitim, Kültür
Androulla Vassiliou
G.Kıbrıs


BUSINESSEUROPE’un Ekonomik Büyüme için 2010-2014 Gündemi

Avrupa özel sektörünü en geniş anlamıyla Avrupa Özel Sektör Konfederasyonu, BUSINESSEUROPE temsil etmektedir. AB kurumları ve hükümetleri tarafından “sosyal ortak” olarak tanınan BUSINESSEUROPE’a üyelik gönüllülük ilkesine ve bunun yanı sıra bulunulan ülkenin özel sektörünün büyük bir çoğunluğunu temsil etme koşuluna bağlı. TÜSİAD’ın 1987’den beri tam üyesi olduğu BUSINESSEUROPE, AB Komisyonu’nun yönetmelik ve yönerge gibi yasal düzenlemeleri daha henüz taslak halindeyken paylaştığı bir kuruluş olması nedeniyle AB’nin yasama sürecinde önemli bir söz sahibi.

Bulunduğu bu önemli konum BUSINESSEUROPE’u AB’nin geleceği konusunda söz sahibi olma noktasına getiriyor. AB kurumları da Avrupa iş dünyasını en doğru şekliyle temsil eden bu kuruluşun görüşlerine önem veriyor ve dikkate alıyor.

BUSINESSEUROPE Avrupa iş dünyasının 2010-2014 döneminde hangi konulara önem verilmesini istediğine ilişkin bir çalışma hazırladı. Bu çalışmayı öncelikli olarak AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ile paylaşan BUSINESSEUROPE, Barroso’nun beraber çalışmak üzere seçtiği Komiser adaylarının AP’den güven oyu alması halinde bu kişilerle de iletişim kurarak Avrupa iş dünyasının beklentilerini aktaracak.

BUSINESSEUROPE çalışmalarına göre önümüzdeki dönemde Avrupa’nın karşılaşacağı beş zorluk şunlardır:

BUSINESSEUROPE çalışmalarına göre önümüzdeki dönemde Avrupa’nın karşılaşacağı beş zorluk şunlardır:

1. Kriz ortamından çıkış
2. Nüfusun yaşlanması
3. İklim değişikliğiyle mücadele
4. Enerji ve hammaddeye erişim
5. Avrupa’nın küresel ekonomideki rolünün güçlendirilmesi

Avrupa özel sektörü 2008-2009 ekonomik krizinden çıkış ve ekonomiyi yeniden piyasa ekonomisi temellerine oturtmak için şu konulara öncelik verilmesini istiyor:

• Getirisi olan yatırımlara yönelmelidir.
• Makul ölçüde riskin göze alınması teşvik edilmelidir.
• Fikri mülkiyet hakları korunmalıdır.
• Taklit ve korsan mallar önlenmelidir.
• Piyasada rekabete engel olan unsurlar ortadan kaldırılmalıdır.
• Piyasanın işleyişinde saydamlık sağlanmalıdır.
• Kamu hizmetleri ve sosyal güvenliğin mali açıdan sürdürülebilirliğini sağlayacak önlemler alınmalıdır.

Yukarıda yer alan öncelikler ışığında BUSINESSEUROPE’un AB kurumlarından beklentilerini şöyle sıralamak mümkün:

• Tek Pazar canlandırılmalı ve işleyişinde bütünlük sağlanmalıdır.
• Şirketler AB politikalarının tümünün odağında yer almalıdır. Şirketler iş dünyası odaklı bir ekonomide birinci sınıf mal ve hizmet üretebilir, istihdam yaratabilir ve yeni teknolojiler geliştirebilir.
• Şirketler başarılı oldukları sürece refaha katkıda bulunabilir ve ancak bu şekilde kamu hizmetleri ve sosyal güvenlik harcamaları için kaynak sağlanabilir.
• Küresel ekonominin yönünü artık gelişmekte olan ülkeler belirleyecektir. Gelişmekte olan ülkeler AB’nin güçlü rakipleri durumundadır.
• İklim değişikliğiyle mücadele önceliklendirilmelidir. Teknoloji geliştirilmesi konusuna önem verilmelidir.
• Sanayi politikası Avrupa çapında uyumlu hale getirilmelidir.

 AB ile bütünleşme yolunda ilerleyen Türkiye’nin 2010 sonrası hedeflerini belirlerken Avrupa’nın önceliklerini dikkate alması ve bu hedefleri içselleştirerek kendi iş planına uyarlaması üyelik sürecini önemli ölçüde kısaltacaktır. Türkiye yarının AB’sine üye olacaktır. Bu noktada TÜSİAD’ın Avrupa Özel Sektör Konfederasyonu BUSINESSEUROPE’a üyeliği büyük bir önem taşıyor. BUSINESSEUROPE üyeliği aracılığıyla AB’nin geleceğini belirleyen stratejik kararlara ulaşmak ve hatta bu kararları doğrudan etkilemek mümkün. Türkiye’nin özellikle çevre, iklim değişikliği ve enerji gibi üyelik müzakerelerini de yakından ilgilendiren alanlarda AB’nin geleceğe yönelik stratejilerini dikkatle analiz ederek, üstleneceği rolü biçimlendirmesi ve akılcı eylem planını oluşturması gerekiyor. Başarılı bir AB üyeliği ancak bu şekilde mümkün olabilecektir.


"TÜSİAD Tartışma Makaleleri Dizini" güncel tartışmalara yönelik ve genel okuyucu kitlesi için TÜSİAD Araştırmacıları tarafından hazırlanan kısa makalelerden oluşmaktadır. "TÜSİAD Tartışma Makaleleri Dizini"nde yer alan görüşler yalnızca yazara aittir ve TÜSİAD’ın görüşlerini yansıtmayabilir.

Bu kategoriden diğerleri: