TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan TÜSİAD Sanayide Dijital Dönüşüm Programı (TÜSİAD SD²) STEP (Sanayi-Teknoloji Entegrasyon Programı) etkinliğinde bir açılış konuşması yaptı

07 Ara 2022 İlgili Dosya
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan TÜSİAD Sanayide Dijital Dönüşüm Programı (TÜSİAD SD²) STEP (Sanayi-Teknoloji Entegrasyon Programı) etkinliğinde bir açılış konuşması yaptı

Orhan Turan’ın toplantıda yaptığı konuşmanın tam metni:

Saygıdeğer Konuklar ve Değerli Basın Mensupları,

TÜSİAD SD² STEP etkinliğimize hepiniz hoş geldiniz. Sizleri Yönetim Kurulumuz adına saygıyla selamlıyorum.

Değerli Konuklar,

Dijitalleşme günümüzde kalkınmanın esas sürükleyicisi. Dijital kapasitenin güçlendirilmesi konusu; katma değeri yüksek üretimin, etkili bir hizmet sektörünün ve küresel rekabetçiliğin anahtarı haline geldi. Bununla birlikte, ekonomilerin dijitalleşme sürecini yalnızca zaman, verimlilik ve maliyet ekseninden de değerlendirmemek gerekiyor. Bazı araştırmalar otomasyon ve dijitalleşmenin 2030’da ülkemizde 3 milyonun üzerinde bir istihdam yaratma potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor.[1]

Günümüzde otomotivden enerjiye, sanayiden askeri donanıma kadar pek çok sektörün bel kemiğini yazılım ürünleri oluşturuyor. Bugün dünyanın en büyük 10 şirketinden 7’si teknoloji firması.[2] Son 10 yılda internet, mobil telefonlar ve artan kurumsal bilişim teknolojileri yatırımlarının etkisiyle birçok dijital sektör doğdu. Bu sektörlerin toplam büyüklüğü, yazılım sektörünün dört katına yaklaştı. Büyüme hızı ise yazılım sektörünün üç katı seviyesinde.[3]

Hızla gelişen dijital teknoloji dünyasına uyum sağlamak, ülkemizin bilgi toplumuna dönüşümü ve küresel rekabet gücünün korunması açısından merkezi bir konu olma niteliği taşıyor. Bu çerçevede biz de TÜSİAD bünyesinde başta Dijital Türkiye Yuvarlak Masası olmak üzere sanayiden tarıma, istihdamdan eğitime pek çok çalışma grubumuzda dijital dönüşümün ilgili unsurları üzerine çalışmalar yürütüyoruz. Ülkemizin dijital dönüşümünü destekleyecek bütüncül ve sürdürülebilir bir dijital ekosistemin gelişimine katkı sağlamayı hedefliyoruz.

Farkındalığı daha da üst seviyelere çıkarmak, kapasite geliştirilmesi açısından küresel vizyonu ülkemize taşımak ve sahanın güçlü aktörlerinin tecrübe ve değerli fikirlerini daha geniş bir ekosisteme aktarmak hedefi taşıyan Dijital Türkiye Konferansının üçüncüsünü bu yıl 16 Şubat’ta gerçekleştireceğiz.

Saygıdeğer Misafirler,

2022 Küresel İnovasyon Endeksi’nde ülkemiz 132 ülke arasında 37. sırada yer aldı. Son yıllarda kaydettiğimiz ilerleme önemli bir potansiyelin göstergesi olmakla birlikte, gelişime açık alanlarımız olduğunu da gösteriyor. Küresel inovasyonda ülkelerin yeri; insani gelişim, kurumsal yapıların etkinliği, altyapı ve yerel teknolojik yetkinliklerin gelişimi gibi inovasyon girdi ve çıktı göstergeleriyle belirleniyor. İnovasyon ekosistemimizin güçlü ve zayıf yönlerinin ele alınacağı ve ihtiyaç duyulan alanlarda stratejik önceliklerin belirleneceği güçlü kamu – özel sektör – akademi işbirliği mekanizmalarının bizi inovasyon liderleri arasına taşıyacağına inanıyoruz.

İçinden geçtiğimiz dönemde üretim yöntemleri, tüketim kalıpları, çalışma biçimleri, endüstriyel ilişkiler dijitalleşmenin etkisi ile hızla değişiyor, dönüşüyor. Endüstriyel nesnelerin interneti, robotik, otonom araçlar, yapay zeka, veri analitiği ve bulut teknolojileri gibi yeni teknolojiler büyük bir hızla yaygınlaşıyor. Değişen dinamikleri iyi okuyan, uzun soluklu hedefler için yol haritasını zamanında oluşturan, inovatif çözümler geliştiren ve dijital teknolojileri başarıyla uygulayan işletmeler verimliliklerini büyük ölçüde artırıp, pazar paylarını büyütürken, bu dönüşüme ayak uyduramayan firmalar rekabet güçlerini korumakta zorlanıyor.

Dijital altyapı yatırımları hemen hemen her sektör için giderek artan derinlikte planlamalara konu oluyor. Dijital ekonomiye geçişin ivmelendirilmesi açısından altyapının, inovasyon ve Ar-Ge politikalarının güçlendirilmesi ve bu kapsamda kurumlar arası etkili bir eşgüdüm çok kritik önemde.

Öte yandan, bu dönüşümü gerçekleştirecek insan kaynağına yatırım yapmamız, dijital okuryazarlığı artırmamız gerekiyor. Öğrencilerinin ve genç profesyonellerin yeni nesil teknolojiler odağında becerilerinin artırılmasına katkı sağlamak için, İşim Gücüm Geleceğim eğitim platformumuzu hayata geçirdik. Tabi, bu insan yetkinliğini artırmak kadar, bu yetkinliği ülkemizde tutabilmeyi de sağlamamız gerekiyor.

Netice itibarıyla, geçen yıl yayınladığımız “Yeni Bir Anlayışla Geleceği İnşa” çalışmamızda da vurguladığımız üç unsur, yani insan, bilim ve kurumlar dijital ekonomi açısından da omurgayı oluşturuyor. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına yaklaştığımız bu günlerde, bu üç unsur küresel rekabetçiliğimiz ve sürdürülebilir büyümemiz için, daha da kritik bir öneme sahip.

Değerli Konuklar,

Sanayi 4.0 bir paradigma dönüşümü. Yalnızca yeni teknolojileri üretime entegre etmek yeterli değil. Enerji ve hammadde tedariğinde yaşanan aksamalar sanayimizin karşılaştığı sorunları daha da derinleştirdi. Artan enerji maliyetleri işletmelerimizin üzerindeki baskıyı artırdı. Bu noktada görüyoruz ki kendi kendine yetebilen, kaynakları verimli kullanan ve kaynak planlamasını etkili bir şekilde yapabilen işletmeler daha rekabetçi kalabiliyor. Yeşil dönüşüm de yeni paradigmanın merkezine yerleşiyor. Bu nedenle dijital dönüşüm ve yeşil dönüşümü bir arada yürütülen bütüncül bir süreci işletmeyi hedeflemeliyiz.

Sanayide rekabetçiliğimizin önemli bir kısmını da yeşil ve dijital dönüşümü tüm çalışmalarının merkezinde konumlandıran Avrupa Birliği ile olan ilişkiler oluşturuyor. TÜSİAD olarak Avrupa Yeşil Mutabakatı, AB Sanayi Stratejisi, Kritik Hammaddeler Yasası gibi ülkemiz sanayisini önemli ölçüde etkileyecek mevzuat gelişmelerini yakından takip ediyoruz. Tüm bu düzenlemelerin ruhu işletmeler, kamu kurumları ve tüketiciler arasında doğru ve güvenilir veri paylaşımı üzerinden kurgulanıyor.

Kıymetli Misafirler,

Ülkemiz sanayisinin dijital dönüşümü kapsamında kuşkusuz mikro ve KOBİ ölçeğindeki işletmelerimiz ekosistemde önemli bir yer tutuyor. Sürecin başarılı bir şekilde sürdürülebilmesi tedarik zinciri boyunca bir dönüşümü gerektiriyor ve bu nedenle KOBİ’lerin de dönüşümü asli bir unsur niteliği taşıyor. Öte yandan, sürdürülebilir bir inovasyon ekosistemi yaratılmasına yönelik arz ve talebi buluşturan platformların yarattığı değer, KOBİ ölçeğindeki teknoloji şirketleri ve girişimciler öncelikli olmak üzere tüm paydaşlar için kıymetli faydalar sağlıyor. Ekosistemin farklı aktörlerini bir araya getiren platformlar ve programlar aracılığıyla artan işbirlikleri sayesinde dijitalleşme süreci hızlandırılırken, tüm paydaşların faydalanabileceği iyi uygulama örneklerinin daha geniş çevrelere ulaşmasına imkan sağlanıyor.

TÜSİAD SD2’yi tüm bu bahsettiğim konular ekseninde önemli bir somut uygulama aracı olarak konumluyoruz. Arz ve talep buluşmasındaki kopukluğu gidermek amacıyla hayata geçirilen TÜSİAD SD2 geçtiğimiz dönemlerde kazanılan deneyimler ile, bugün etki alanını çok daha genişletiyor. Çeşitli teknolojik ihtiyaçlara yönelik hazırlanan çözümler bir kütüphane işlevi de gören Dijital Platformumuzda yer alıyor.

Sözlerimi noktalarken TÜSİAD SD2 Programının daha da etkinleşmesi için, yıllardır özverili bir çaba gösteren Yönetim Kurulu üyelerimize, tüm Görev Gücü üyelerine ve Program ekibine teşekkür ediyorum. Bugün bizlerle birlikte olan ve TÜSİAD SD2’nin başarısında desteğini esirgemeyen tüm sponsor ve destekçilerimize minnettarız. Verimli bir etkinlik geçireceğimize inancımla sizleri TÜSİAD Yönetim Kurulu adına saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

[1] McKinsey Future of Work

[1] https://www.statista.com/statistics/263264/top-companies-in-the-world-by-market-capitalization/

[1] Türkiye’de Yazılım Ekosisteminin Geleceği Raporu