TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Dinçer bir basın toplantısı düzenleyerek gazetecilerle bir araya geldi. Dinçer toplantıda TÜSİAD’ın çalışma programı hakkında bilgi vererek, TÜSİAD’ın gündeme yönelik değerlendirmelerini basın ile paylaştı.
Dinçer toplantıda yaptığı konuşmada, 'kutuplaşmaya' dikkat çekerek şunları ifade etti:
"Türkiye gündemi, son yıllarda artan ve etkisini ağır bir şekilde hepimizin, toplumun tüm kesimleri üzerinde hissettiren bir toplumsal kutuplaşmaya maalesef yenik düşmüştür. İçinde bulunduğumuz bu ağır kutuplaşma, görüşlerin, politikaların, eleştirilerin duyulabilmesini engelliyor ve muhtemel uzlaşma olanaklarını da tamamen ortadan kaldırıyor. Dikkat ederseniz kimse kimsenin ne anlatmaya ve hangi mesajı vermeye çalıştığına akıl yormuyor. Çok acıdır, bir görüş ifade edildiğinde, bu görüşün içeriğinden değil, bu görüşü kimin söylediği üzerinden eleştiriler geliyor. Yani ne söylendiğine değil, kimin söylediğine bakılıyor."
Çözüm sürecini "olağanüstü cesaretli bir girişim" olarak gördüklerini vurgulayan Dinçer, TÜSİAD'ın şiddetsizlik ortamının başarıyla elde edilmesi hemen sonrasında, sürecin ekonomik ayağına sahip çıktığına, kamuoyunda ve üyeler arasında farkındalık yaratabilmek için TÜSİAD'ın bölgeye seyahatler düzenlediğine dikkat çekti. Dinçer, şiddetsizlik ortamının yarattığı huzur ortamının, birarada yaşama kararlılığının, değerinin iyi bilinmesinin son derece önemli olduğunu ifade etti.
Vergi affı konusuna da değinen Dinçer, şu ifadeleri kullandı:
"Orta vadede ve uzun vadede aflardan sonra ne oluyor diye baktığınız zaman, vergi kaybı, vergi kaçağı aynı şekilde tekrardan oluşuyor. Kayıt dışı ekonomide bir daralma olmuyor. Hatta teşvik eder nitelikte oluyor. Ve aslında vergi bilinci ve ahlakında erozyonlar gerçekleşiyor. Mükellefler her seferinde yeni bir af beklentisine giriyorlar. O aflar aynı zamanda kayıtdışılığı da özendiriyor."
Dinçer, bu aflarla ilerlemek yerine, sistemde sorun birikimini azaltacak ve mevcut sistemin etkinliğini arttıracak vergi reformu yapmanın çok daha doğru ve etkili bir yaklaşım ve tercih olduğunu belirtti.
Konuşmasında cumhurbaşkanlığı seçimlerine değinen Dinçer, şunları söyledi:
"Biz önümüzdeki aylarda yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminin bu ağır kutuplaşmayı çözme anlamında bir fırsat, bir umut olarak görüyoruz. Halk tarafından seçilecek yeni Cumhurbaşkanının birinci görevi, kim olursa olsun, partiler-üstü bir anlayışla toplumda oluşmuş olan ağır kutuplaşmayı azaltacak “uzlaşmacı ve uzlaştırmacı” bir tutum benimsemek olmalıdır diye düşünüyoruz."
