TÜSİAD, 26 Nisan Dünya Fikri Mülkiyet Günü kapsamında konuyla ilgili bir açıklama yaptı

TÜSİAD: “Fikri ve sınai mülkiyet hakları, günümüzde gerek gelişmiş ülke ekonomilerinin gerekse uluslararası ticaretin en önemli varlıklarından birini oluşturmaktadır.”

Açıklamada şu görüşlere yer verildi:

"Fikri ve sınai mülkiyet hakları, günümüzde gerek gelişmiş ülke ekonomilerinin gerekse uluslararası ticaretin en önemli varlıklarından birini oluşturmaktadır. Türkiye’de son 15 yılda fikri ve sınai mülkiyet hakları alanında büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Yerli ve yabancı patent ve marka başvuruları hızla artmaktadır. Öte yandan, kamu kaynaklarından AR-GE ve inovasyon faaliyetlerine ayrılan pay her geçen yıl artmakla beraber önümüzdeki dönemde bu kaynakların etkili kullanımına yönelik bir değerlendirme sistemi oluşturulması gündemdedir. Kısıtlı kaynakların yerinde kullanımına yönelik atılacak bu adımlar memnuniyet vericidir. Türkiye’de bir milyon dolarlık bir AR-GE yatırımından 0,4 yerleşik patent başvurusu çıkmaktayken, Japonya’da bu rakam 2,4, Kore’de ise 3,3’tür. Bir başka deyişle, AR-GE yatırımlarına ilişkin teşviklerin arttırılması yeterli değildir; bu yatırımlardan elde edilen kazanımların da dikkate alınması gerekmektedir.

TÜSİAD olarak önceliğimiz, şirketlerimizin rekabet gücünün sürekli olarak artırılabilmesidir. Bu amaç çerçevesinde, Türkiye’de fikri ve sınai mülkiyet hakların geliştirilmesi ve bütüncül bir fikri hak mevzuatının varlığı esastır. Fikri ve sınai haklar alanında halihazırda çalışmaları devam eden mevzuatın, uluslararası normlara uygun bir şekilde bir an önce yasalaştırılması gerekmektedir. Diğer taraftan da, şirketlerde daha fazla sınai mülkiyet hakları personeli istihdam edilmesi ve sınai mülkiyet haklarına ilişkin alt yapının kurulmasına destek olunması için çalışmalar başlatılmalıdır. Ancak bu şekilde, başlangıç şirketlerinin, KOBİ’lerin, sanayicilerin ve üniversitelerin yarattıkları fikri hakların ticari hayatta daha aktif biçimde kullanılması sağlanabilecektir.

Bu doğrultuda, Türkiye’nin rekabetçiliğinin arttırılması için hem yatırım ortamının iyileştirilmesi, hem de yeni teşvik sisteminin gündemde olduğu şu günlerde sınai mülkiyet hakları alanındaki mevcut teşvik sistemlerinin de bu zihniyetle gözden geçirilmesi gerekmektedir.”


 

Bu kategoriden diğerleri: