TÜSİAD: Referandum meşru yol ancak tek başına sorunu çözmez

 

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, Hürriyet Gazetesi Köşe Yazarı Vahap Munyar'ın sorularını yanıtladı.

Elazığ'ın Kovancılar merkezli depremi yaşadığı, 51 vatandaşımızı kaybettiğimiz dün sabah Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) İstanbul'daki merkezinde Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner'le buluştum.
 
Önce 6 büyüklüğündeki bir depremde 51 insanımızı kaybetmenin “acıyı daha da derinleştirdiği” üzerinde durduk. Çünkü, kısa süre önce Şili 8.8 büyüklüğündeki depremle sarsılmış, ölü sayısı 500 dolayında kalmıştı. Yani, Şili dünyaya “depreme hazırdım, dayandım” dersi vermişti.

Ardından güncel siyasi ve ekonomik konulara girdik. 

- Gerek genel kurulda, gerekse sonraki basın toplantınızda, “Anayasa'da kökten değişiklik” görüşünüzü ortaya koydunuz. Ancak, hükümet yine “parça parça değişiklik”ten yana adımlar atmaya başladı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Yeni Anayasa'nın içeriği kadar nasıl yapıldığı da önemli. Bu konudaki görüşümüzü son Ankara turumuzda hükümetle de paylaştık.

- Nasıl yapılmalı?

- 2011 seçimlerinden önce Siyasi Partiler ve Seçim Yasası'nın değişmesini, tüm partilerin yeni anayasa önerilerini seçim sürecinde kamuoyuyla paylaşmalarını ve temsil gücü yükselmiş parlamentonun yeni anayasayı yapmasını tercih ediyoruz.

- Anayasa'yı kısmen değiştirmeye nasıl bakıyorsunuz?

- Türkiye'nin bütünlüklü demokratikleşme paketine ihtiyacı var. Ancak anayasada kısmi bir değişiklik yapılacaksa, beraberinde Siyasi Partiler ve Seçim Yasası değişikliklerine de mutlaka yer verilmeli. Mevcut Siyasi Partiler Yasası, “lider partinin hakimidir” ortamı yaratmış durumda. Anayasa değişikliği tartışılırken hangi milletvekili, parti liderinin aksine görüş bildirebilir.

Ümit Boyner, genel kurul konuşmasındaki “Demokrasi açığımız var” sözüne gönderme yaptı:

- Demokrasi açığımız buralarda da var. Seçim Yasası'nın koyduğu yüzde 10'luk baraj, Türkiye'nin tam anlamıyla Meclis'e yansımasını engelliyor.

- Seçim barajı konusunda düşünceniz nedir? Düşürülmeli mi, tümüyle kalkmalı mı?

- Bizim raporlarımızda çeşitli öneriler var. Oranlar tartışılır, Türkiye'yi temsil edebilecek Meclis'i oluşturacak bir oran üzerinde karar kılınır. Bugünkü sistemde seçmen, parti liderinin tercihiyle belirlenmiş, tanımadığı adaylara oy vermek zorunda kalıyor.

- Ankara turunuz sırasında bu konuyu gündeme getirdiniz mi?

- Anayasa değişikliği, Siyasi Partiler ve Seçim Yasası gibi birçok konuyu görüştük. Sayın Başbakan, seçim barajı konusunu açtığımızda, “Koalisyonlar Türkiye'ye istikrarsızlık getiriyor” görüşünü savundu. Belki genel durum öyleydi ama çok önemli reformlara imza atan koalisyonlar da oldu.

Boyner'e, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Anayasa değişikliği konusunda referandum ısrarını anımsattım:

- Referandum meşru yol ama tek başına yeterli değil. “Çoğunluğu buldum, referandum kararı aldım” demek sorunu çözmez. Partiler arasındaki mesafe bu denli açılmışken bir değişikliği zorlamak siyasi tansiyonu yükseltebilir. Kapsamlı anayasa paketlerinde, parlamentoda uzlaşma tercih edilmeli.

- Sık sık referanduma başvurulmasını doğru bulmayanlar var...

- Türkiye, bütünlüklü bir demokratik sisteme sahip olmalı. Referandumla, seçmeni, karmaşık ve farklı tercihlerin bir kompozisyonu olan kapsamlı Anayasa paketini kategorik olarak “kabul” veya “red” etme tercihinde bırakmak sağlıklı yöntem olarak görünmüyor.

Boyner, aslında mevcut parlamentonun Anayasa değişikliği yapmasını doğru bulmadığı izlenimi veriyor. Ancak hükümetin yanlış anlama olasılığına karşı, "Madem Anayasa kısmen değişecek, yanına Siyasi Partiler ve Seçim Yasası değişikliğini de ekleyin" tezini ortaya atıyor.

Bu Meclis yapısıyla HSYK seçilir mi

Ümit Boyner'e, hükümetin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nu (HSYK) oluşturan üyelerin seçimi konusundaki hazırlıklarını sordum:

- Diyelim ki HSYK üyelerinin seçimi parlamentoya bırakıldı. Parlamentonun “temsil gücü” yüksek değilse, o zaman HSYK'de hedeflenen “bağımsızlık” sağlanabilir mi?

- Yargı reformunu siz de istiyorsunuz ama...

- Elbette... Ancak, reform sadece HSYK'nın üye yapısının değişmesiyle olmaz ki... Yargıda tam anlamıyla bir reform yapmak gerekiyor.
 

Her şirket bir kişi alsa işsizlik çözülebilir mi

Ümit Boyner'e, “Başbakan zaman zaman TOBB'a, ‘1.3 milyon üyeniz var. Her şirket bir kişi işe alsa, 1.3 milyon işsiz iş bulmuş olur' der” hatırlatması yaptım, gülümsedi:

- Aynı şeyi bize de söylüyor. Aslında üzerinde düşünmedik değil. Ancak, stoktaki işsizliğin çözülmesi için bunun 4-5 yıl üst üste tekrarlanması gerekiyor. Bu, çözüm olmaz.

- Neler yapılabilir?

- Türkiye yılda yüzde 5.5 büyürse, istihdama yeni katılanlara ancak iş kapısı açabiliyor. Yapısal işsizlik için örneğin işgücü piyasasında katılıkların giderilmesinden başlayın, bazı önlemlerin alınması gerekir. İşsizliğin azaltılması için işe yeni alınacaklar için istihdam üzerindeki
yükler düşürülebilir.

Boyner, burada KOBİ'lere dikkat çekti:

- Aslında istihdamın yüzde 65'ini KOBİ'ler sağlıyor. Dolayısıyla KOBİ'lere başta finansmana erişimlerini kolaylaştırmak üzere çeşitli destekler sağlanamak gerekir.


Enflasyon yüzde 8 olur, faizde çift hane riski var

Ümit Boyner'e, 13-14 ay aradan sonra yıllık bazda yeniden çift haneyi gören enflasyona ilişkin yorumunu sordum:

- Biz TÜSİAD olarak enflasyonun yılı yüzde 8 düzeyinde kapatacağını öngörüyoruz. Zaten dünyada da bir enflasyonist baskı var.

- Bu durumda faizlerin yeniden çift haneye yükselmesi söz konusu olacak herhalde...

- Öyle görünüyor. Bakalım Merkez Bankamız bu konuda neler yapabilecek.


Anayasa ‘devleti korumak'tan  çok ‘birey odaklı' olmalı

TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, öngörülen değişiklikler içinde, “Anayasa Mahkemesi'ne kişisel başvuru”nun yolunu açma hazırlığını olumlu bulduğunu belirtip, ekledi:

- Anayasa Mahkemesi'ne kişisel başvuruya olanak vermek çok doğru bir yaklaşım. Ayrıca bizim mevcut Anayasamız, devleti, bireyden önce görüyor. Devleti bireye karşı koruyor.

- Sizce nasıl olmalı?

- Anayasa temelde “birey odaklı” olmalı... Kamu düzeni adına, belirli bir düşünce yapısı bireyler üzerinde baskı kurmamalı.

- Mahkemelerde hakimler, “Kamu yararı, bireyin yararın üstündedir” yönünde karardan yana olurlar...

- “Kamu yararı” tartışılan, ucu açık bir tanım...


Yeni Türk Ticaret Kanunu neden çıkmıyor anlamadık

Güncel ekonomik konulara girdiğimizde Ümit Boyner sözü TBMM'de görüşülmeyi bekleyen Yeni Türk Ticaret Kanunu Tasarısı üzerinde durdu:

- Biz bu konuda TÜSİAD olarak çok emek harcadık, katkı verdik. İki yönetim dönemi geçti, bir türlü Türk Ticaret Kanunu Tasarısı Meclis'ten geçmedi. Oysa, bu kanun işletmelerin önünü açacak.

- Ankara turunuzda bu konuyu gündeme getirmediniz mi?

- Konuştuk. Hükümet de muhalefet de kanunun çıkmasından yana...

- Peki nerede tıkanıyor?

- Tıkanıklığı doğrusu biz de çözemedik.



Parti kapatma için AİHM kriteri olmalı

Ümit Boyner, Türkiye'nin siyasi partilerin kapatılması konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) içtihatlarını kriter olarak kabul etmesi gerektiğini belirtti:

- Bu konuda Venedik Kriterleri üzerinde duranlar var.

- Biz, Venedik Kriterleri yerine, hukuki bağlayıcılığı olması nedeniyle AİHM içtihatlarının daha uygun olduğunu düşünüyoruz.


Sözde Ermeni tasarısı ‘talihsizlik' oldu

Ümit Boyner, ABD'de Komisyon'dan 23'e 22 gibi kılpayı oyla geçen “Sözde Ermeni Soykırımı Tasarısı”“talihsizlik” şeklinde yorumlayıp, sürdürdü:

- Randevularımızı alıyoruz, önümüzdeki günlerde Washington'a (ABD) gideceğiz.

- Sonraki aşamaları geçer mi bu tasarı?

- Pek sanmıyorum. Büyük fotoğrafa bakarsak, ABD'nin, bölgede Türkiye'yle işbirliğine kritik derecede ihtiyacı var. Sürecin devam etmesi Türkiye ve Ermenistan arasındaki normalleşme sürecini de olumsuz etkiler.
 

Ekonomi konusunda diyalog içindeyiz

Ümit Boyner, ekonomiyle ilgili birçok konuda hükümet ve bürokrasiyle diyalog içinde olduklarına değindi:

- Nitekim Başbakan Yardımcısı Ali Babacan başkanlığında 8 Nisan'da Ekonomik Koordinasyon Kurulu toplantısı olacak. TÜSİAD da toplantıda yerini alacak.

- Bir hazırlığınız var mı toplantı için.

- Alınması gereken çeşitli mikro önlemler var. Ayrıca yeni istihdam yaratmaya dönük adımların görüşülmesi söz konusu olabilir...

Boyner, burada bir noktanın altını çizdi:

- İstihdam konusunda özel sektöre, yani bize önemli görev düşüyor.

- Yani, işsizliği özel sektör mü çözecek?

- Devlet yeni istihdam yaratacak koşulları hazırlar, özel sektör de yeni çalışana kapısını açar. Devlet artık istihdam kapısı olarak görülmemeli.

 

Bu kategoriden diğerleri: