TÜSİAD Genel Sekreteri ve Yönetim Kurulu Üyesi Zafer Ali Yavan'ın “Gıda, Tarım ve Hayvancılık Rekabet Gücü” Konferansı Açılış Konuşması

Değerli sektör temsilcileri, değerli konuklar, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın saygıdeğer temsilcileri,

Tarım ve Tarıma Dayalı Sanayiler Çalışma Grubumuzun girişimiyle hazırlanan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Rekabet Gücü çalışmamızın temel bulgularını sizinle paylaşacağımız konferansımıza hepiniz hoş geldiniz. Sizleri, TÜSİAD Yönetim Kurulu adına saygıyla selamlıyorum.

Değerli konuklar,

Bildiğiniz gibi, tarım sektörü gerek ekonomik gerekse sosyal boyutları itibariyle büyük önem arz etmektedir. Toplam ihracatımızın yaklaşık yüzde 11’ini oluşturan bu sektör işgücümüzün de önemli bir kısmını barındırmaktadır. Bunların yanı sıra, tarım, çevreyle olan doğrudan ilişkisi dolayısıyla, diğer sektörlerden farklı olarak sürdürülebilirliğin merkezinde yer almaktadır.  Zira ekonomik faaliyetlerin çevre üzerindeki etkilerinin yansımasını bu sektör üzerinde doğrudan görmekteyiz. Çevresel koşullardaki değişim ve nüfus artışı karşısında gıda arzı güvenliğinin sağlanmasına ilişkin tartışmalar bu durumun bir göstergesidir.      

Gıda güvenliğinin sağlanması konusu G20 gündemi içerisinde de öne çıkmaktadır. Bu çerçevede, tarımsal üretimdeki rolleri dolayısıyla, gelişmekte olan ülkelerin önemi hızla artmaktadır. Nitekim OECD tarafından ortaya konan öngörüler önümüzdeki 10 yıl içerisinde tarımsal üretimdeki büyümenin büyük ölçüde bu ülkelerde gerçekleşeceği yönündedir. Ülkemizin önümüzdeki yıl G20 dönem başkanlığını üstlenecek olması bu bağlamda kritik önem taşımaktadır. Bu misyon, Türkiye’ye gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında bir köprü kurma işlevini de yüklemektedir. Zira Türkiye, OECD üyesi olması ve Avrupa Birliği üyeliğine aday olması dolayısıyla gelişmiş ülkeler ile kurumsal düzeyde derinlemesine bir işbirliği içerisindeyken, ekonomik büyüme hızı ve nüfus artışı itibarıyla da gelişmekte olan ülkelerin içinden geçtiği süreçleri tecrübe etmektedir.

Bu etkinlik dahilinde birazdan, AB Komisyonu Tarım ve Kırsal Kalkınma İkili İlişkilerden Sorumlu Direktörü Sayın John CLARKE, Avrupa Çiftçileri ve Tarım Kooperatifleri Birliği Genel Sekreteri Sayın Pekka PESONEN ve Kalkınma Bakanlığı Tarım Dairesi Başkanı Sayın Taylan KIYMAZ’ın katılımlarıyla gerçekleşecek olan panelin bu kapsamdaki beklentilere önemli katkı sağlayacağına inanıyorum. Bu vesileyle kendilerine konferansımıza katıldıkları için teşekkür etmek isterim.

Saygıdeğer Misafirler,

Küresel ölçekte tarım sektörünü yakından ilgilendiren bir diğer önemli gelişme ise Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri arasında yürütülmekte olan Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı anlaşmasına yönelik görüşmelerdir. Dünya üretimin % 60’ını, ürün ticaretinin ise % 33’ünü oluşturan söz konusu iki taraf arasında ticaret ve yatırım serbestisi sağlayacak böylesi bir anlaşma tarım sektörü için de kuşkusuz önemli sonuçlar doğuracaktır. Gerek ABD ile gerekse Avrupa Birliği ile ticari ilişkileri bulunan gelişmekte olan çok sayıda ülkenin bu anlaşmadan etkileneceği beklenmektedir. Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği ilişkisi olan; ABD ile yaklaşık 20 milyar Dolar tutarında bir ticaret hacmi bulunan ülkemizin bu kapsamdaki gelişmeleri hassasiyetle izlemesi ve süreçte doğrudan yer almayı talep etmesi son derece doğaldır. Öte yandan, tartışmaların somut bir zeminde sürdürülebilmesi açısından bir etki analizi çalışmasının zamanlıca yapılmasının son derece kıymetli katkılar sağlayacağının da altını çizmek istiyorum.   

Değerli konuklar,

Tüm bu gelişmeler karşısında ülkemizin bu sektördeki rekabet gücünü korumaya ve geliştirmeye yönelik politikaların geliştirilmesi bütüncül bir yaklaşımı gerektirmektedir. Bugün sizlere tanıtılacak olan Gıda Tarım ve Hayvancılık Rekabet Gücü çalışması böylesi bir yaklaşım dahilinde hazırlanmış olup bu alandaki politikalara ilişkin tartışmalara katkı sağlamayı hedeflemektedir. Söz konusu çalışma, sektörün tüm katmanlarını inceleyerek; gıda güvenliği, gıda güvenilirliği, tarımsal piyasalar ve yönetişim başta olmak üzere önde gelen hususlara ışık tutmayı hedeflemektedir.  Tarım ve Tarıma Dayalı Sanayiler Çalışma Grubumuzun öncülüğünde yürütülen bu çalışma oldukça katılımcı bir süreç dahilinde hazırlanmıştır. Bu çerçevede sektörel derneklerle istişare toplantıları düzenlenmiş, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkilileriyle bir araya gelinmiş ve diğer paydaşlarla birebir görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Bu süreç içerisinde rapora katkı sağlayan tüm taraflara teşekkür etmek isterim.

Sözlerimi son vermeden önce, raporumuzun sektörün sorunlarının çözümüne katkı sağlamasını diliyor ve bu vesileyle düzenlediğimiz konferansımızın sektöre ilişkin tartışmalara katkı sağlamasını temenni ediyorum. Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.