TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Dinçer'in “STEM Zirvesi” Açılış Konuşması

Değerli Konuklar,

TÜSİAD Yönetim Kurulu adına sizleri saygıyla selamlıyorum. STEM Zirvemize hoş geldiniz.

Teknolojinin gelişmesi, ekonomide bilginin ağırlığının artması, hem mikro planda bireylerin hayatını, hem de makro planda ülkelerin ekonomik performansını çok yakından etkiledi. İnsana yatırım yapan, bilim ve teknoloji üreten ülkeler ekonomik büyümelerini de sürdürülebilir hale getirmeyi başarıyor. Ekonomik gelişmişlik ve kalkınma seviyesi ile inovasyon ve teknoloji yaratma kapasitesi arasında doğru orantılı bir ilişki olduğunu görüyoruz.

Ülkemizin de Sanayi Strateji Belgesi’nde, sanayinin rekabet edebilirliğinin ve verimliliğinin yükseltilmesi, dünya ihracatından daha fazla pay alacak şekilde yüksek katma değerli ve ileri teknolojili ürünlerin üretilmesi bir vizyon olarak ortaya kondu. Gerçekten de, teknoloji ithal ederek, cari açık problemini sürekli yaşayarak, orta gelir tuzağına takılı kalarak 21. Yüzyılın rekabet koşullarında ayakta kalmamız mümkün değil.

Sürdürülebilir büyüme ve kalkınma için en büyük itici güç, hiç şüphesiz, insan gücümüz. 2041 yılında çalışma çağındaki nüfusumuzun 65 milyona ulaşması bekleniyor. Bu potansiyelimizi en iyi şekilde değerlendirebilmemiz için ne yapmamız gerektiği aslında çok açık ve net. Eğitimin, kalkınmanın en temel taşıyıcı unsuru olduğunun altını her zaman kuvvetle çiziyoruz. Bugün ise, özel olarak, “fen, teknoloji, mühendislik, matematik”, yani İngilizce kısaltmasıyla “STEM” konusunda eğitimin ve STEM işgücünün önemini vurgulamak istiyoruz. Çünkü STEM eğitimi ve işgücü, bilgi ekonomisinin ‘olmazsa olmazı’.

Uluslararası karşılaştırmalara baktığımızda, öğrencilerimizin fen ve matematik becerilerinin geride kaldığını görüyoruz. Ülke olarak, inovasyon ve rekabetçilik endekslerinde de iyi bir konumda sayılmayız. Hem eğitimin niteliğinin yükseltilmesi hem de teknoloji ve inovasyon kabiliyetinin gelişmesi için, enerjimizi, kaynaklarımızı STEM alanına odaklamanın çok doğru bir tercih olacağına inanıyoruz.

Bilimin ana motivasyonu “merak”. Çocuklarımızın doğasında olan merakı, hayalgücünü, soru sorma ve sorgulama isteğini nasıl canlı tutabiliriz? Öğrenme ve öğretme süreçlerimizi, çocuklarımızın potansiyelini açığa çıkaracak şekilde nasıl yapılandırabiliriz?

STEM konusundaki becerilerini artırarak yaratıcı, analitik, eleştirel düşünen ve problem çözme becerileri yüksek bireyler yetiştirebilmeliyiz. 

Fen, matematik, mühendislik ve teknoloji alanlarını birbirinden tamamen bağımsız ele almak aslında eksik bir yaklaşım olur. Bu alanların her biri, bir diğeri ile çok yakından bağlantılı. Bir alan bir diğerinde kullanılır ve onu geliştirir. Dünyamızı değiştiren buluşlar, yenilikler bu interdisipliner yaklaşımdan doğmaktadır. Eğitim sistemimizde STEM konusunu, birbirinden kopuk değil, disiplinlerarası bir yaklaşımla, birbirleriyle içe içe geçecek şekilde sunabilmenin, öğrencilerimizi hayata en iyi şekilde hazırlayacağını düşünüyoruz.

STEM’in hayatla doğrudan ilişkisini öğrencilerimizin zihinlerinde canlandırabilmek için sadece eğitimcilerimize değil, iş dünyasına da önemli görevler düşüyor. STEM alanında okullarla işbirliği geliştiren, öğrencilerin ve öğretmenlerin bilim ve teknolojiyi etkili kullanabilmelerini sağlamak için yatırım yapan, öğrencilere staj imkanı sağlayan, tez çalışmalarına destek olan ve kız çocuklarını teknoloji alanında kariyer seçmeye teşvik eden programlar organize eden firmalar olduğunu görüyoruz ve bundan memnuniyet duyuyoruz.

Ancak yapılanlar ile yetinmek mümkün değil. Mevcut iyi örneklerin hem sayısını hem de kapsayıcılığını arttırmamız gerekiyor. STEM bilgisinin iş hayatında ne şekilde karşılık bulduğunu uygulamalı biçimde gösterebilirsek, öğrencilerin STEM’e ilgilerini de artırabiliriz. Özel sektör-eğitim kurumları-kamu kesimi arasındaki işbirliği fırsatlarının geliştirilmesi STEM alanında görev yapan eğitimcilerimizin de güncel bilgiye erişimini kolaylaştırarak eğitimin kalitesine olumlu yansıyacaktır.


Değerli konuklar,

STEM alanında eğitim almış nitelikli insangücünü yetiştirebilmek önemli. Ama yeterli değil. STEM insangücünü, ülkemizde tutabilmek, ülkemize katkısını maksimize etmek için uygun ortamı da sağlamamız gerekiyor.

Kıymetli bilim insanlarımızın ülkemiz üniversite ve araştırma merkezlerinde araştırmalarını yapabilmesi için onlara en iyi imkanları ve özgürlüğü sunabiliyor muyuz?

Araştırma-Geliştirme’ye yatırım yapan firmaların sayısının artması ve Ar-Ge’nin tabana yayılması konusunda hızımız yeterli mi?

Bilimsel bilginin ekonomiye yansıması için şart olan üniversite-sanayi işbirliğinde zincirleri ne zaman tam anlamıyla kırabileceğiz?

STEM konusunda yetişmiş insan kaynağımızın ülkemizin kalkınmasına hizmet edebilmesi için bilim üreten ve iş üreten kurumlarımızın da üzerine düşen sorumluluklar olduğunu görüyoruz.

 

Değerli Konuklar,

Geleceğin ekonomisi, bilgi ve inovasyonun üzerinde şekillenecek ve STEM becerileri hemen tüm alanlardaki işlerde gerekli olacak. Yani “STEM, herkese lazım” diyoruz.

STEM eğitimi, ülkemizin geleceğine yapılan en kıymetli yatırımdır. STEM işgücü, ülkemizi teknoloji ve inovasyonda ilerletecek en önemli güçtür.

Bu anlayışla STEM’in önemi konusunda farkındalığı yükseltmeli, eğitimde enerjimizi gençlere sağlam bir STEM altyapısı kazandırmaya odaklamalıyız.

Bu çağrımızın muhatapları birden çoktur: en başta politika yapıcıların STEM konusunu öncelik haline getirmelerini bekliyoruz. Eğitimciler, iş dünyası ve öğrenciler olarak da hepimizin elimizi taşın altına sokması gerekli. Biz TÜSİAD olarak, bu etkinlikle başlattığımız çalışmalarımızı sürdürecek, STEM konusunda eğitim-iş dünyası arasındaki ilişkiyi güçlendirmeye gayret edeceğiz.

Bugün, çok değerli konuşmacılarımızın katılımı ile gerçekleştireceğimiz etkinliğimizin, konunun enine boyuna tartışılmasının sağlayacak önemli bir fırsat olduğunu düşünüyoruz. Değerli katkılarından dolayı anasponsorumuz Samsung’a, sponsorlarımız Kibar Holding, Koç Holding ve Siemens’e, etkinliğimizi destekleyen kuruluşlar Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası ve Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası’na çok teşekkür ediyorum. Çalışmalarımıza katkı sağlayan üyelerimize, IPSOS araştırma kurumuna, konuşmacılarımıza ve genel sekreterliğimize ayrıca teşekkür ediyorum.