TÜSİAD Dış Ticaret ve Gümrük Birliği Çalışma Grubu Başkanı Asım Barlın'ın "Türkiye'de Dış Ticaret Lojistiği: Maliyet ve Rekabet Unsurları" Semineri Açılış Konuşması

Panelimize sağladığınız değerli katılım ve katkılarınız için teşekkür ediyorum.

Öncelikle belirtmek istiyorum ki, 1980'li yıllardan itibaren yaşanan süreçte, korumacılık anlayışından uzaklaşılması ve uluslararası ticaretin serbestleştirilmesinin bir sonucu olarak, artan uluslararası ticaretin, ülkeleri ekonomik bakımdan birbirlerine bağlama özelliği yanında,  dünyanın farklı bölgelerinde üretilen ürün ve hizmetleri, bir başka bölgede rekabet edebilir hale getirmiş olmasına da tanıklık etmekteyiz.

Uluslararası ticaretin yaygınlaşmasıyla birlikte, müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere her türlü ürünün, hizmetin ve bilgi akışının, başlangıç noktasından (kaynağından) tüketildiği son noktaya (nihai tüketiciye) kadar olan tedarik zinciri içindeki hareketinin etkili ve verimli bir şekilde planlanması, uygulanması, taşınması, depolanması ve kontrol altında tutulması demek olan “Lojistik” de günlük ticari yaşantımıza girmiş ve bu süreçte eşyanın gümrüklenmesi, elleçlenmesi, ambalajlanması ve ihtiyaçlara göre dağıtılmasını da içerir bir hal alarak önemini her geçen gün daha da arttırmıştır.

Uluslararası ticaretin yaygınlaşmasının doğal sonucu olarak, ülkeler kâr maksimizasyonu amacıyla ticareti arttırıcı ekonomi politikaları izlemeye başlamışlar ve bunun sonucu olarak da rekabet üstünlüğü sağlama amacına yönelik olarak, maliyet odaklı yeni tedbirler uygulamaya konulmaya başlanmıştır.

Ticaretin Kolaylaştırılması olarak da ifade edebileceğimiz bu tedbirler aracılığıyla,  sınır ötesi mal ticareti, küresel arz zincirleri ve tam zamanında üretim gibi günümüz uluslararası ticaretinin koşullarına uygun hale getirilmeye çalışılmaktadır.

Yeni dönem ve anlayışının zorunlu bir sonucu olarak, gerek dış ticarette gerekse tüketicilerin kaliteli mala en ucuz şekilde ulaşması bakımından her türlü maliyet unsuru, özellikle de zaman maliyeti, rekabet bakımından önemli hale gelmiştir. Bu anlamda yüklenilen maliyetlerin artması, ülkenin ithalat ve ihracatçısı bakımından uluslararası ticarette rekabet üstünlüğünü kaybetmesine ve haksız rekabete yol açacağı gibi, tüketicilerin de aleyhine sonuçlar doğurabilecektir.

Bu açıdan yaklaştığımızda, görülmüştür ki, gümrük uygulamalarının süreç içerisindeki fonksiyonu giderek daha da önemli hale gelmiştir. Çünkü, söz konusu uygulamalar, halen,  dış ticarette önemli bir maliyet unsuru olarak karşımızda durmaktadır.

Bu nedenle, uluslararası ticarette yaşanan değişim ve dönüşümler çerçevesinde, yasal ticaretle ilgili olarak işlemleri basitleştiren, kolaylaştıran, her türlü maliyeti düşüren; yasadışı ticaretle ilgili olarak ise her türlü özveriyi göstererek gerekli tüm tedbirleri alan bir gümrük idaresi, en önemli aktör haline gelmiştir.

Belirtmiş olduğum çerçeve içerisinde, gümrük iş ve işlemlerinin basitleştirilip, sadeleştirildiği, ticaret erbabının iş ve işlemlerinin en hızlı şekilde gerçekleştirildiği, diğer kurum ve kuruluşlarından alınması gerekli belgeler de dahil olmak üzere tüm gümrük işlemlerinin tamamen elektronik ortamda yürütülebildiği idari ve teknik bir organizasyon hepimizin hayalidir.

Bu arada, lojistik süreçte maliyetleri azaltıp, verimliliği arttırmaya odaklanmışken,  tarım sektörü de dahil olmak üzere, özellikle sanayimiz ve imalat sektörümüzü, korunur ve kollanır olmaktan çıkartıp, başta ARGE çalışmaları olmak üzere, markalaşma gayretlerinin takip ve desteklenmesiyle güçlendirilmiş uluslararası çaplı firmaların doğup büyümesine uygun atmosfer yaratılarak,  maliyet yaratan korumacı tedbirlerin asgariye inebileceği yönündeki görüşümü de sizlerle paylaşmak isterim.

Panelimizin, sektörümüzün önünü açacak yararlı sonuçlara vesile olacağı inancımla konuşmamı bitirirken, hepinize saygılar sunarım.