TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner'in Gelişen Sekiz Ülke (D-8) 2. Sanayi Bakanları ve 6. Sanayi İşbirliği Çalışma Grubu Toplantısı Açılış Konuşması

Hepimizin malumudur ki, gelişen 8 ülke örgütü, yine bir İstanbul Toplantısı akabinde, 15 Haziran 1997’de kurulmuştur. D-8 yapılanması, kurulduğu yıllardaki küresel koşullar nedeniyle, potansiyeli yeterince ortaya konulamamış, ancak küresel işbirliğine ihtiyacın giderek arttığı bu dönemde önemli katkıları olabilecek bir yapılanmadır.

Her geçen gün, dünya ekonomileri arasındaki bağımlılığın giderek arttığını gözlüyoruz. Üstelik bunu işlerin kötüye gitmeye başladığı dönemlerde daha da belirgin şekilde gözlemliyoruz. Ayrıca, son küresel kriz ile ortaya çıkan yeni bir eğilim söz konusu: gelişmiş ekonomiler ve gelişmekte olan ekonomiler arasında ciddi bir “ayrışma” yaşanmakta. Gelişmekte olan ekonomilerin birçoğunda toparlanma görece hızlı ve istikrarlı biçimde gerçekleşti ve bu ekonomiler belirli bir büyüme patikasına girdiler. Küresel ekonomik krizin çıkış noktası olan gelişmiş ekonomiler ise yavaş ve kırılgan bir toparlanma süreciyle mücadele etmeye devam etmektedirler. İçinde bulunduğumuz dönemde, küresel krizin yönetimi açısından, gelişmekte olan ülkelerin yetenekleri, üretim potansiyelleri ve dünya ekonomisine katkıları kritik hale gelmiş durumda. Özellikle, bu ekonomilerin mevcut sorunlu dönemde dünyanın büyüme yükünü üstlenmeye başladıklarını düşünürsek.

Bu itibarla, zor zamanlarda daha fazla küresel işbirliği, daha fazla uluslararası platformda istişare ihtiyacı doğduğu gerçeği de dikkate alındığında, D-8 yapılanması gelişen ekonomilerden oluşması nedeniyle dikkat çekiyor. D-8’in önemli bir başka özelliği, acil ortaya çıkan bir ihtiyaca dayalı olarak değil, uzun vadeli bir vizyonun sonucu olması. Diğer ayırt edici özelliği ise, üye ülkelerin fiziksel konumları itibarıyla da anlaşılacağı üzere, bölgesel işbirliğine değil, küresel işbirliğine odaklanmış bulunması.

Bu temel üç özellik, bugün yoğun ihtiyaç duyduğumuz küresel işbirliği için büyük anlam ifade etmektedir. Ve bu özellikler, geniş bir coğrafyayı, büyük bir nüfusu ve önemli bir ekonomik büyüklüğü temsil gücüne sahip olan D-8’in gücünü ve anlamlılığını arttırmaktadır.

Elbette, küreselleşmenin geldiği aşama, tüm dünya ülkelerini küre ile uyuma zorlamakta, küreselleşmenin gelişimi dışında kalmayı imkansız hale getirmektedir. Böyle bir ortamda, küresel yönetişimde işbirliğinin önemi artarken, adalet, küreyi temsil etme kapasitesine özen ve çok sesliliğin korunması her koşulda küresel işbirliğinde dikkat gerektiren temel nitelikler olarak öne çıkmaktadır.
Bu açıdan bakıldığında, dünya katma değerinin % 87,2’sini üreten, %80 ticaret hacmine sahip ve dünya nüfusunun üçte ikisini temsil eden G20 oluşumunun rolünün önümüzdeki dönemde daha da kritik hale geleceği açıktır. Ayrıca, G20, bünyesinde barındırdığı ve özel sektörü temsil eden B20 yapısı ile sürdürülebilir kalkınma vizyonunu küresel boyuta taşıyabilecek doğru bir platform olma potansiyeli taşımaktadır.

Ülkemizin önde gelen sanayicileri tarafından kurulan TÜSİAD, 2011 yılı itibariyle 40. yılını doldurmuş, kurulduğu günden bu yana Türkiye'nin ekonomik, sosyal ve siyasi sorunlarına çözüm önerileri üretmiş, özgürlükçü, laik ve katılımcı demokrasinin savunucularından biri olmuş ve çoğu zaman mevcut gündemi aşan, uzun dönemli öngörü ihtiyacı olan konularda kamuoyunda farkındalık yaratmaya çalışmıştır. Söz konusu bu değer ve ilkeler çerçevesinde, gönüllülük temelinde faaliyet gösteren bir girişimci temsil kuruluşu olması itibarıyla TÜSİAD, uluslararası işbirliğine ve bu amaçla oluşturulan platformlara büyük önem vermektedir.

Az önce belirttiğim gibi, G20 içerisinde önemli bir yere sahip olan B20 oluşumu, TÜSİAD olarak desteklediğimiz, Türk iş dünyasını temsilen çalışmalarına katkıda bulunduğumuz, hatta bazı çalışma alanlarında inisiyatif aldığımız etkili bir iş dünyası işbirliği platformudur. Kasım ayında Fransa’nın Cannes şehrinde gerçekleştirilecek olan B20 Zirvesi’nde, bu çalışma alanlarının önde gelenlerinden biri olan “Küresel Yönetişim” alanında, “Küresel Yönetişim Çalıştayını” yönetmek üzere çalışmalarımızı yoğun bir biçimde sürdürüyoruz.

Bu çerçevede, kuruluşumuzun 40. Yılını kutlarken açıkladığımız 2050 yılı vizyonunu, hükümetimizin 2023 vizyonuna daha uzun vadeli bir perspektif katkısında bulunmayı hedefleyerek, kendi ülkemizde, ama ülkemizin yanısıra, ülkemizi temsil ettiğimiz küresel platformlarda sunmaya ve anlatmaya çalışıyoruz. Tıpkı D-8 gibi, barış, diyalog, adalet, eşitlik, işbirliği ve insan hakları ve demokrasi ilkelerini temel alarak, tüm uluslararası platformlarda, sürdürülebilir kalkınmanın, küreyi ve gelecek nesilleri koruyan yeni bir küreselleşme paradigmasının ve kürenin toplam refahının önemini ifade etmeye gayret ediyoruz.

Bu çabalarımızı, bu toplantıdan çıkan sonuçlarla zenginleştirmekten, burada ortaya çıkan dünya için çok önemli sonuçları ülkemiz iş dünyasını temsil ettiğimiz tüm küresel platformlarda dile getirmekten büyük mutluluk duyacağız ve bunu bir görev addediyoruz.

Türkiye’nin köklü bir sivil toplum ve düşünce kuruluşu olarak küresel işbirliği olmaksızın, ülkelerin münferit gayretleri neticesinde kürenin refahını geliştirmenin mümkün olmadığının farkındayız. Biliyoruz ki, tek tek her ülkenin refahının artması, dünyanın toplam refahında optimal bir noktayı garantilemiyor. Bu temel anlayışın mümkün olan her platformda tartışılması ve üzerinde mutabakat sağlanması için özel gayret sarf etmekteyiz.

Hepimizin ortak bir geleceği paylaştığı, küresel sorunlardan ülkeler olarak kaçma şansımız olmayan bir dünyada, küresel sorumlulukla önemli bir işbirliği girişimini sürdüren D-8 örgütünün, yakın gelecekte öneminin artarak devam edeceği açıktır. Bu anlayışla, TÜSİAD olarak D-8 çalışmalarına katkı sağlamaktan ve bu platformda oluşacak fikir ve görüşleri ülkemiz iş dünyasını temsil ettiğimiz platformlara taşımaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim.

Hepinizi saygıyla selamlıyor ve toplantının D-8 ülkeleri için olduğu kadar tüm küre için olumlu ve verimli sonuçlara vesile olmasını diliyoruz.