TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner'in İyiGirişim Zirvesi Açılış Konuşması

 

Sayın Misafirler, Değerli Basın Mensupları,
 
TÜSİAD Yönetim Kurulu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum. 
 
Bir ülkenin gücü, gelişmişliği, refah düzeyi girişimcilerinin sosyal ve ekonomik hayattaki etkinliği ile ölçülür. Hür Teşebbüs’ün filizlenip, meyve veremediği ortamda sürekli kalkınmadan, gelişmişlikten söz edemeyiz. 
 
Girişimcilik konusu, Türkiye için özellikle çok kritik bir konu. Demografik haritamıza baktığımız zaman Türkiye’nin genç nüfusunu girişimci bir güce dönüştürebildiği takdirde, ekonomik alandaki rekabetçiliğini daha üst düzeye taşıyabileceğini görüyoruz. Ayrıca yine demografik gelişimimize bağlı olarak önümüzdeki yıllarda daha çok sayıda gencin işgücü piyasasına girmesi bekleniyor. Bu gerçeğin işsizlik sorununun derinleştirmesine sebep olmaması için daha da fazla istihdam alanı yaratmak zorundayız. Burada da biz girişimcilere çok iş düşüyor. Avrupa Birliği’nin girişimciliği desteklemek için yaptığı eylem planına bakarsak 5 tane  stratejik alan var: 
 
1) Eğitim yoluyla girişimci bir zihniyet yapısının oluşumuna destek verilmesi;
2) Risk almaya elverişli bir ortam yaratılarak daha çok kişinin girişimci olmaya teşvik edilmesi;
3) Kadın ve genç girişimciliğinin ve yenilikçi sanayi kümelerinin teşviki yoluyla rekabetçilik ve büyüme performanslarının artırılması;
4) Finans kaynaklarına erişimin geliştirilmesi ve;
5) Yasal ve idari yüklerin hafifletilmesi. 
 
Bu stratejik yaklaşımı ve beraberindeki gerekli düzenlemeleri Türkiye’de özellikle yatırım ortamını iyileştirmeye de yönelik olacak mikro reformları hızla hayata geçirmek zorunda. 
 
Diğer yandan; girişimciler ve küçük ölçekli işletmeler, servis ve bilgiye dayalı sektörlerde önemli bir rol oynamaları dolayısıyla ekonominin merkezinde yer alırlar. Değişimin motoru, ekonominin en dinamik katmanını oluşturan girişimcilerdir. Girişimcilik, sürekli kişisel gelişimi zorunlu kılar; yarattığı rekabet ortamında kişilerin hep daha iyiyi hedeflemesini sağlar. Bu özellikler aynı zamanda inovasyonun da vazgeçilmez öğeleridir, dolayısıyla yenilikçi projeler söz konusu olduğunda girişimci firmaların öne çıkıyor olması tesadüf değil.  
 
Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de KOBİ’ler büyümenin, ekonominin belkemiğini oluşturmaktalar. Ancak şunu görüyoruz ki, istihdamın yaklaşık yüzde 70’ini karşılayan KOBİ’lerimiz üretimin yaklaşık ancak yüzde 30’unu gerçekleştirmekte. Hepimiz biliyoruz ki KOBİ’lerin ölçek ekonomisine ulaşması; ekonominin büyümesi, istihdam olanaklarının artması, bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılması, yenilikçiliğin gelişmesi ve sosyal uyumun sağlanması gibi pek çok açıdan çok büyük önem taşıyor. 
 
Finansal açıdan baktığımızda ülkemizde girişimcinin en önemli ihtiyaçlarından biri olan finansman çeşitleri konusunda da sorunlarımız var. Özellikle ‘tohum ya da çekirdek sermaye’, ‘mikro sermaye’ ve ‘iş melekleri’ gibi enstrümanların eksikliği, teknoloji ağırlıklı erken aşama girişimciler için en büyük sıkıntı. Bunun yanında yenilikçi ve teknoloji ağırlıklı faaliyet gösteren firmaların iş geliştirme yatırımları açısından en büyük destek olarak nitelendirdiğimiz ‘risk sermayesi’ konusunda da henüz emekleme aşamasındayız. Son dönemde şirket içi risk sermayesi fonları kurulmaya başlasa da toplam risk sermayesi piyasası yetersiz düzeyde kalıyor. Mali yapının girişimciliğe uygun bir hale getirilmesi, kişilerin risk alabilme yetilerini de geliştirecek, uzun vadeli yatırımlar yapabilmelerine imkan tanıyacaktır.
 
Türkiye’de ekonomik yapının girişimci ve yenilikçi olması için, ekonomik, teknolojik ve yasal altyapı ile insan kaynaklarını kapsayan politikalar izlenmesi gerekli. Bu da yatırım ortamının iyileştirilmesine bağlı, vergi ve iş hukuku mevzuatının bütüncül bir şekilde ele alınması gerekiyor; finansman seçeneklerinin artırılması gerekiyor, girişimcilik destek mekanizmalarının geliştirilmesi; etkin bir Ar-Ge ve inovasyon politikası uygulanmasından girişimcilik eğitimine kadar çok geniş bir alanda çalışmalarımızı artırmak, sürdürmek  gerektiriyor.
 
Uluslararası Finans Kuruluşu’nun yayınladığı İş Yapma Raporu, yani orijinal adıyla ‘Doing Business’ raporunda Türkiye iş yapma kolaylığı açısından 2011 senesinde 183 ülke içerisinde 65. sırada yer almış. Yeni iş başlatabilme açısından yapılan sıralamada ise 63. sırada. Her iki konuda da bizden yüksek sıralarda yer alan ülkelere baktığımızda, kendi bölgemizde yatırım çekmek için rekabet halinde olduğumuz Romanya, Bulgaristan ve Gürcistan’ın yer aldığını görüyoruz.  
 
Bugün ülkemizde çok başarılı, rekabetçi, yenilikçi ve dünya pazarlarına açılan KOBİ’lerimizin varlığı hepimizi gururlandırıyor. Ancak biliyoruz ki, KOBİ’lerimiz kurumsallaşma adına sıkıntılar yaşıyor. Modern pazarlama tekniklerini iş yapma biçimlerinin bir parçası haline getirmek zorundalar. Aynı anda insan kaynakları politikaları, teknoloji ve yenilikçilik altyapıları ve bilişim teknolojisinin sunduğu imkanlardan faydalanmaları da rekabetçi güçleri için elzem. KOBİ’ler bu özelliklere ulaştıkça finansmana erişmeleri kolaylaşacaktır. 
 
Ayrıca yönetim ve pazarlama konusunda özellikle küçük ölçekli firmalarda gözlemlenen şirket yönetimi konusundaki eksiklikler firmaların kurumsallaşmasında, dolayısıyla da dışa açılmasında büyük engel oluşturuyor. Dolayısıyla söz konusu girişim desteğini alan firmalara sadece finansal değil, idari anlamda da izleme, denetleme ve danışmanlık gibi desteklerin sunulabilmesi bu firmaların sürdürülebilir bir şekilde büyümesini sağlayacaktır.
 
Unutmayalım ki işletmeler kurumsal yapılarını sağlıklı, şeffaf, yenilikçi bir düzeye getirebildikleri ölçüde ekonomimiz de sağlıklı büyüme hedeflerine daha kolay ulaşabilecektir.
 
Sayın Misafirler,
 
Bugün burada Endeavor ile ortaklaşa düzenlediğimiz etkinliğimizin amacı da girişimcilere kurumsallaşma yolunda bir rehberlik imkanı sunabilmek. Liderlik, girişimciliğin finansmanı ve yönetim ana başlıklarında hazırladığımız programımız, bu alanlarda uzman kişilerin ve iş dünyasının önde gelen temsilcilerinin, yarının büyük işletmesi olmaya aday firmaları kuranlarla bir araya gelebilmesini sağlamak. Bilgi ve deneyimlerin paylaşılması yoluyla daha fazla başarı hikayesinin ortaya çıkacağına inanıyoruz. Bu kapsamlı, dolu dolu programımızı oluşturmamızı sağlayan, davetimizi kırmayarak burada bulunan tüm konuşmacılara ve katılımcılarımıza huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum. Unutmamalıyız ki, her yetişen girişimci bir lider adayıdır ve bizim iyi liderlere her zaman ihtiyacımız var.
 
Bugünkü etkinliğimizin verimli geçmesini diliyor, beni dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.