TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner'in "Aile Şirketleri Semineri" Açılış Konuşması

Değerli Konuklar, Saygıdeğer Basın Mensupları,
 
TÜSİAD adına sizleri saygıyla selamlıyorum. TÜSİAD ve Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği tarafından TÜRKONFED ve TİDE’nin destekleri ile gerçekleştirilen “Aile Şirketleri Semineri”mize hoş geldiniz.  
 
Günümüze dek, kurumsal yönetim anlayışının yaygınlaşmasını hedefleyen kurumlar olarak, birçok çalışmaya imza attık. Bu çalışmaları hazırlarken ülkemizde iş yapma şekillerini, yeni bir iş yapma kültürü yaratarak değiştirmeyi amaçladık. Aile şirketleri seminerlerimiz de bu çalışmaların devamı niteliğinde…
 
Bugün, kurumsal yönetimin sadece halka açık ve çok ortaklı şirketlere yönelik bir yönetim aracı olduğu düşüncesini değiştirmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda, aile şirketlerimizin rekabetçi piyasalarda yer almalarını sağlayabilecek iyi uygulama örneklerini tanıtacağız. Ayrıca, seminerimizde halka arz edilmemiş şirketlerimiz açısından yeni Türk Ticaret Kanunu’ndaki değişikliklere yer vereceğiz. 
 
Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun yasalaşması, ülkemiz şirketlerinin kurumsal yönetime geçişi için tamamlanan en büyük yasal reform olarak tarihe geçti. Bu bağlamda Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun yönetim, kontrol ve şeffaflık mekanizmalarına getirdiği yeni uygulamalar ile aile şirketlerimizin uluslararası standartlara ulaşmaları için önemli bir kilometre taşı olduğunu düşünüyoruz. 
 
 
Saygıdeğer Konuklar,
 
Türkiye ekonomisi dünyanın en büyük 16. ekonomisi olarak gösterilirken, daha üst sıralara tırmanmayı, daha büyük başarılar elde etmeyi hedefliyoruz. Ekonomimizin bu potansiyele sahip olduğuna dair hiçbir şüphemiz yok. Ancak başarılarımızı sürdürmek ve geliştirmek için ülkemiz şirketlerinin temellerini güçlendirmeliyiz. 
 
Bugün ülkemiz şirketleri %95 oranında aile şirketlerinden oluşurken, bu şirketlerin milli gelirdeki payları %75’e varıyor. Ülke ekonomisine bu önemli katkılarına rağmen aile şirketlerimizin üçüncü nesillerde yaşam oranları tüm dünyada olduğu gibi %10’un altında. Bu veriler ışığında, ülkemizin kendisine koyduğu yüksek hedeflere ulaşması için aile şirketlerimizin sürdürülebilir başarılar ile ticari ömürlerini uzatmaları gerekiyor.  
 
Aile şirketlerimizin ticari ömürlerini uzatmaları ise kurumsal yönetim ilkelerini içselleştirdikleri oranda mümkün olacaktır. Bunu başarabildikleri takdirde büyümelerinin önündeki en büyük engel olan finansmana erişim sorununu aşabilecekler. Ve böylelikle, yatırım fonları ve kredi imkanları arttıkça, insan kaynağına ulaşmak ve diğer yatırım kararlarını almak kolaylaşacaktır. Bu bağlamda, ülkemizde özellikle son on yıllık zaman diliminde kurumsal yönetimi kendi inisiyatifleri ile hayata geçiren şirketlerimize baktığımızda küresel pazarlarda yer alabilmek için önemli bir rekabet gücüne sahip olduklarını gözlemliyoruz. 
 
Diğer taraftan, Küresel Aile Şirketleri Araştırması aile şirketlerinin %64’ünün yabancı ve yerli yatırımcılarla ortaklığa gitmek istediklerini gösteriyor. Aynı araştırmada aile şirketlerinin dörtte birinin beş yıl içinde halka açılmayı düşündüklerine yer veriliyor. Zannediyorum bu iki veri aile şirketlerimizin büyümek için ihtiyaç duydukları kaynak arayışına dair düşüncelerimizi doğruluyor.
 
 
Değerli Konuklar,
 
Kurumsal yönetimi aile şirketlerimiz açısından doğru konumlandırmalıyız. Kurumsal yönetime doğru atılan her adım şirketin öncelikle üst yönetim kademesinde değişim başlatacak ve bu değişim yukarıdan aşağıya inen bir yapı içerisinde şirketin dönüşümüne yol açacaktır. Daha açık söyleyelim: Kurumsal yönetim anlayışının yerleşmesi, babadan oğula geçen ve şeffaflığı dışlayan ataerkil bir yapıdan günün gereklerine uygun, uluslararası standartlara paralellik taşıyan ve artık şirketlerimizin bağımsız hükmi şahsiyetleri olduğunu anlamamızı sağlayan bir süreç anlamına gelecek.
 
Ancak dönüşüm sürecinde şirketin sahip olduğu değerlerin ve kurum kültürünün korunması gerektiği unutmamalı, bugüne kadar aile şirketlerinin ayakta kalmalarını sağlayan bu değer ve kültür gelecek kuşaklara aktarılmalıdır. Tam da bu sebeple dönüşüm katılımcı bir süreç ile yaşanmalı, iletişim kanalları açık olmalı ve bilgi paylaşımı şeffaf bir yapı ile sağlanmalıdır. 
 
 
Saygıdeğer Konuklar, 
 
TÜSİAD, TKYD, TÜRKONFED ve TİDE olarak bizler de şirketlerimizin yeni bir felsefeye, yeni bir iş yapma biçimine sahip olmaları için uzun yıllardır sürdürdüğümüz çalışmalarımıza son hızla devam ediyoruz. Bugün ilk ayağını İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz aile şirketleri seminerimizi ‘‘Aile Şirketleri Platformu’’ adı altında Anadolu’ya taşıyarak; 06 Nisan’da Kayseri, 17 Mayıs’ta Gaziantep ve 16 Haziran’da Ankara’ya gidecek, farklı büyüklük ve yapıdaki aile şirketlerine ulaşacağız.
 
Gerçekleştirilecek seminerler kapsamında içeriklerine başvurulacak olan ve TÜSİAD tarafından hazırlanan:
 
“Yönetim Kurulları için Kurumsal Yönetim Prensipleri”, 
“Reel Sektörde İç Denetim Uygulamaları: Tespit ve Öneriler”, 
“Yönetim Kurulları’nda İç Denetim Hakkında Sorulması Gereken 12 Soru” ve
“Kurumsal Risk Yönetimi” yayınları ile 
TKYD tarafından hazırlanan “Kurumsal Yönetim İlkeleri Işığında Aile Şirketleri Yönetim Rehberi” çalışmasında emeği geçenlere teşekkür ederim. 
 
Bu çalışmaların yanı sıra TÜSİAD olarak ‘‘Borsa Dışı Şirketlerde Kurumsal Yönetim İlkeleri’’ çalışmamızı yoğun bir destek verdiğimiz Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu faaliyetleri içerisinde hazırlamıştık. Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun yasalaşmasının ardından önümüzdeki aylarda bu çalışmamızı güncelleyerek YOİKK faaliyetleri kapsamında aile şirketlerimizin faydasına sunmayı hedefliyoruz.
 
Yapacağımız tüm bu çalışmaların şirketlerimize yeni bir bakış açısı sağlamasını ve şirketlerimizin sahip oldukları değerleri koruyarak ülkemiz ekonomisini daha yukarılara taşımasını dilerim.
 
Beni dinlediğiniz ve değerli katılımlarınız için teşekkür eder, saygılarımı sunarım.