TÜSİAD'dan Enerjiye 3D Formülü ile Yılda 34 Milyar Dolar Ek Katma Değer Vizyonu

07 Nis 2018 İlgili Dosya
TÜSİAD'dan Enerjiye 3D Formülü ile Yılda 34 Milyar Dolar Ek Katma Değer Vizyonu

TÜSİAD Enerji Çalışma Grubu, “Sürdürülebilir Büyüme Senaryosu” ile hem daha verimli ve rekabetçi hem de finansal olarak sürdürülebilir bir enerji sektörü perspektifi sunuyor.

Yayınlanan rapordaki önerilerle yükselen elektrik talebini karşılayacak büyüklükte yatırım tutarının sağlanması amaçlanırken, aynı zamanda “Dijital”, “Dağıtık” ve “Düşük karbon” perspektifleriyle sunulan yeniliklerle enerji sektörü geleceğe taşınıyor ve enerjide tüketicilere ve tüm paydaşlara sağlanabilecek önemli fırsatlar ortaya konuyor.

Rapor, makro perspektiften de 2030 yılında ekonomimize yıllık 34 milyar $ ilave katma değer sağlanabileceğini gösteriyor.

TÜSİAD, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal gelişme ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin en stratejik destekleyicilerinden biri olarak gördüğü enerji sektörüne ilişkin, içerik ortağı BCG ile hazırladığı yeni çalışmasının tanıtımını 7 Nisan 2018 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirdi.

“Sürdürülebilir Gelecek için Sürdürülebilir Enerji: Kısa ve Orta Vadeli Öneriler” çalışmasında elektrik ve doğal gaz sektörlerinde kazanımlar, mevcut durum ve iyileştirme alanları detaylı olarak tespit ediliyor. Çalışmada, enerji arz güvenliği ve rekabetçiliği hedeflerine; daha verimli ve teknoloji odaklı bir enerji ekosisteminin geliştirilmesine; böylelikle Türkiye’nin büyüme hedeflerinin sürdürülebilirliğinin desteklenmesine; makro ekonomiye önemli oranda ilave katkı sağlanabilmesine; aynı zamanda enerji tüketicilerine de daha fazla değer yaratılabilmesine odaklı somut ve uygulanabilir öneriler katılımcı ve yenilikçi bir anlayışla sunuluyor.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, raporun tanıtım toplantısında gerçekleştirdiği açılış konuşmasında şu sözlere yer verdi: Enerji her ülke için kritik önemde. Bu önem sadece temel gereksinimlere cevap verebilme kaygısından da kaynaklanmıyor. Artık enerji konusu ülkelerin stratejik gündemlerinin en öncelikli konularının başında geliyor. Günümüzün elektrifikasyon, kentleşme, Sanayi 4.0 gibi mega trendleri enerjiye olan talebi artırırken; iklim değişikliği, azalan doğal kaynaklar gibi tehditler de sektörün dinamiklerini kökten değiştiriyor. Geldiğimiz noktada, kişi başına düşen enerji tüketimi, enerji veriminin bir göstergesi olan enerji yoğunluğu, enerji arzının karbon yoğunluğu gibi temel göstergeler, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki farkı ortaya koyuyor. Neticede, enerji değer zincirinin her halkasının gelişimi ayrı bir önem kazanıyor.”

Geçen hafta açıklanan 2017 yılı büyüme rakamlarının son 4 yıldaki en yüksek büyüme oranının yakalandığını gösterdiğini belirten Erol Bilecik, bu büyümenin sürdürülebilir olabilmesi ve kalkınma vizyonumuzun gerçekleştirilmesi için üretim hacminin giderek genişletilmesi ve verimli ve rekabetçi bir perspektifin güçlendirmesi gerekliliğine işaret etti. Erol Bilecik sözlerine şöyle devam etti “Yeni küresel düzenin belirleyicisi, sanayinin dijital dönüşümüdür. TÜSİAD olarak biz de, Türkiye’nin yeni hikayesinin “Sanayinin Dijital Dönüşümü” üzerinden yazılacağına inanıyoruz. Bu dönüşüm, enerji arz güvenliğinin sağlandığı bir ekosisteme ihtiyaç duyuyor. Ülkemizde enerji, kamu maliyesinde ve iş dünyasının yatırım planlamasında önemli bir parametredir. Bugün artık, daha fazla katma değeri, daha az enerji tüketerek üretmek zorundayız. Ekonomide büyümenin sürdürülebilirliği, enerji sektörünün sürdürülebilir büyümesine ihtiyaç duyuyor.”

Erol Bilecik, TÜSİAD olarak, stratejik önemde değerlendirilen enerji sektörüne ilişkin ana önceliklerini ise, enerjide dışa bağımlılığımızın azaltılması ve arz güvenliğimizin artırılması için yenilenebilir enerji potansiyelimizin azami kullanılması; İklim değişikliğiyle mücadele için yerli kaynaklarımızın çevresel tedbirler alınarak değerlendirmesi ve enerji verimliliğinin değer zincirinin tamamında teşvik edilmesi; güçlü bir arz-talep dengesi için şeffaf, öngörülebilir ve rekabetçi bir piyasanın tesis edilmesi; mevcut yatırımların finansal sürdürülebilirliği ve enerji talebini destekleyecek yeni yatırımların gelişimi için gerekli tedbirlerin alınması; yatırımı cazip kılacak düzenleyici çerçevenin geliştirilmesi; şebeke altyapısının iyileştirilmesinin hızlandırılması; insan kaynağının yetkinliği, dijitalleşme fırsatları, dağıtık enerji, akıllı şebekeler ve enerji depolama teknolojileri konularına odaklanılması olarak sıraladı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın, enerji sektörünün rekabetçiliğine, verimliliğine, teknolojilerde yerlileşmeye ve arz güvenliğinin sürdürülebilirliğini güçlendirmeye yönelik yoğun gayretlerini çok kıymetli bulduklarını ifade eden Erol Bilecik, son olarak açıklanan Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı’nın da çok önemli bir açılım olduğunu kaydetti.

“Sürdürülebilir Gelecek için Sürdürülebilir Enerji” başlıklı rapor kapsamında çalışılan Sürdürülebilir Büyüme Senaryosu”’nun, elektrik ve doğal gaz sektörlerinin verim ve teknoloji odaklı, daha rekabetçi bir yapıda gelişerek, 2030 yılı itibarıyla, olağan makroekonomik dinamik içinde ekonomimize sağlayabileceği katma değerin %34 gibi yüksek bir oranda artırılabileceğini gösterdiğini belirten Erol Bilecik, yenilikçi, katılımcı ve bütüncül bir bakış açısıyla hazırlanan bu raporun Milli Enerji ve Maden Politikası ile çok önemli kesişme alanları olduğunu ve sektöre yönelik değerlendirmelere önemli bir girdi teşkil etmesini ümit ettiklerini kaydetti.

Enerjide 3D ile yıllık 34 milyar $’lık ek katma değer

Rapor, TÜSİAD Enerji Çalışma Grubu çalışmaları kapsamında, enerji yatırımcılarının, piyasa oyuncularının, finansman sağlayan bankaların geniş katılımını ve enerji tüketicileri perspektifini de içerecek şekilde yenilikçi ve bütüncül bir yaklaşımla hazırlanmıştır. Raporda, elektrik ve doğal gaz sektörlerinin güçlü büyüme ve gelişimi için tespit edilen 5 temel gereksinim irdelenenirken, Milli Enerji ve Maden Politikası ile uyum içinde 10 ana öneri sunulmakta ve sektörde bir ilk olarak gerçekleştirilen katılımcı enerji senaryoları çalışmaları,trend analizleri ve Türkiye’nin yüksek potansiyeli doğrultusunda geliştirilen Sürdürülebilir Büyüme Senaryosu ile 2030 yılında Türkiye ekonomisine yıllık 34 milyar $ ek katma değer sağlanabileceği gösterilmektedir.

Toplantıda konuşan TÜSİAD Enerji Çalışma Grubu Başkanı Kıvanç Zaimler, Enerji Çalışma Grubu olarak enerjiyi Türkiye için çok stratejik ve hayati öneme sahip bir sektör olarak gördüklerini belirterek, temel hedeflerinin enerji sektörünün güçlü ve sürdürülebilir büyümesine katkı sunmak, verimli üretim, iletim ve tüketimi teşvik ederek ülkemizin her alanda rekabetçiliğini artırmak, böylelikle de Türkiye’nin ekonomik ve sosyal gelişme hedeflerini desteklemek olduğunu ifade etti. Çalışmalarında temel odak noktalarının, arz güvenliği, verimlilik, rekabetçilik, yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları, AR-GE ve teknolojik gelişim odağı, toplam refahın ve yaşam kalitesinin artırılması,yüksek iş sağlığı ve güvenliği standartları, çevre ile uyum ve sektörde büyük ihtiyaç olarak görülen yetkin insan kaynağı perspektifi olduğunu belirten Kıvanç Zaimler sözlerini şöyle sürdürdü “Bu konuların, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız tarafından ortaya konulan Milli Enerji ve Maden Politikası’nın en önemli 3 odağı olan arz güvenliği, yerlileştirme ve öngörülebilirlik ile uyum içinde ve destekleyici olduğunu görüyoruz. Bu perspektifle gerçekleştirdiğimiz “Sürdürülebilir Gelecek için Sürdürülebilir Enerji” çalışmamızı hazırlarken 21. Yüzyılda birincil enerji kaynağı olarak öne çıkan doğal gaz ve ikincil enerji kaynağı olarak öne çıkan elektrik sektörlerimizin stratejik önemi ve gelişiminden yola çıktık. Enerjinin, her sektörün en önemli girdisi olduğu bilinciyle ve sektörlerle işbirliği içinde, Milli Enerji ve Maden Politikası’nı en iyi şekilde uygulamaya dönüştürecek ve bunu uygularken üzerine de ilave edebilecek, sektörümüzün potansiyelinin değerlendirilmesine, ekonomimize ve global rekabetçiliğimize, aynı zamanda da enerji tüketicimize azami katkı ve değer sunacak bir çalışma yapmayı hedefledik.”

Kıvanç Zaimler, stratejik bir bakış ile, güçlü ve sürdürülebilir bir ekonomik büyümeyi ve kalkınmayı bizler enerji sektörü ve sanayi olarak nasıl daha fazla destekleyebiliriz ve ne kadar büyüklükte ek katma değer yaratabiliriz sorusuna detaylı analizler ışığında yenilikçi ve katılımcı anlayış ile ve somut ve uygulanabilir öneriler geliştirerek katkı sağlamayı hedefledikleri bu çalışma ile ilgili sözlerine şöyle devam etti : “3D, yani “dijital”, “dağıtık ve “düşük karbon” fırsatları ile desteklenerek, enerji ekosistemini daha verimli bir konuma ulaştırarak, teknoloji ve dijitalleşmeden en iyi şekilde ve yerlileştirerek faydalanarak, yerli kaynaklarımızı verimli teknolojilerle ve çevreye uyumlu ve özellikle de mevcuta göre çok daha yüksek kurulu güç potansiyeline sahip olduğumuz yenilenebilir kaynaklarımızı en etkin şekilde değerlendirerek, enerji arz güvenliğini ve rekabetçiliğini güçlendirmek, ekonomiye daha yüksek ek katma değer sağlamak, aynı zamanda yeni istihdam alanları yaratmak, Ülkemizin global rekabetçiliğini güçlendirmek, Türkiye’yi dünya ekonomisinde üst sıralara taşımak hedeflerimize eş zamanlı çok önemli katkı sağlayabileceğimizi gösterdik. Milli Enerji ve Maden Politikası üçlü sac ayağını destekleyerek, Türkiye ekonomisinde yüksek büyümeyi ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerini ileriye taşıyarak, 2030 yılı itibariyle yıllık 34 Milyar $ (2010$ ile) ilave katma değer yaratılabileceğini hesapladık. Çalışma süresince yön gösterici olan, değerli görüşleriyle ve uzmanlıklarıyla katkı sağlayan tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Bu raporun, bundan sonraki çalışmalarımıza da önemli katkı sağlayacağına inanıyorum. ”

“Sürdürülebilir Gelecek İçin Sürdürülebilir Enerji : Kısa ve Orta Vadeli Öneriler” Raporu

Yöntem ve Özet Bulgular

  • Çalışmaya enerji sektöründe faaliyet gösteren yatırımcılar, piyasa oyuncuları ve finansman kuruluşlarından geniş bir temsil sağlandı.
  • Enerji tüketicileri ile de görüşmeler gerçekleştirildi.
  • Kamu yönetiminin görüşleri alındı.
  • Enerjide Uzmanlıkları ve global yetkinlikleri ile Boston Consulting Group çalışmanın içerik ortağıydı.
  • Elektrik ve doğal gaz sektörlerinin GSYİH katkısı ve istihdama katkısı çarpan etkileriyle birlikte hesaplandı.
  • Son 15 yılda sektördeki önemli kazanımlar irdelendi.
  • Elektrik ve doğal gaz sektörlerinde değer zincirleri üretimden nihai tüketime kadar olan tüm aşamalarda detaylı olarak analiz edildi.
  • Değer zincirlerinde fiziksel akışların yanı sıra finansal akışların analizi de gerçekleştirildi, özellikle mali sürdürülebilirlik bakımından iyileştirme alanları tespit edildi.
  • Elektrik ve doğal gaz altyapılarında kaydedilen aşama, gereksinimler ve potansiyel ortaya konuldu.
  • Öncelikli tespitler, mali sürdürülebilirlik riski, elektrik üretim kaynaklarında optimizasyon gereksinimi, KİT’lerin öngörülebilirliğinin önemi, arz kalitesinde yüksek iyileşme potansiyeli, şeffaflık ve yönetişim alanlarında gelişim gereksinimi olarak 5 başlıkta toplandı.
  • Türkiye elektrik ve doğal gaz sektörlerinde riskleri en etkin şekilde yönetmek, iyileşme fırsatlarını zamanında değerlendirebilmek ve Türkiye’nin potansiyelini en etkin, rekabetçi ve verimli şekilde değerlendirebilmek ve geleceği bugünden şekillendirmek üzere sürdürülebilir enerji sektörüne yönelik 5 temel gereksinim tespit edildi.
  • Kaynak optimizasyonu, öngörülebilir yatırım ortamı, güçlü şebeke altyapısı, değer zincirinin tamamında çevrenin korunması ve Vizyon 2030/2050 olarak belirlenen 5 temel gereksinimi karşılamak üzere, Milli Enerji ve Maden Politikası’nın arz güvenliği, yerlileştirme ve öngörülebilirlik üçlü sacayağını da destekleyecek şekilde 10 somut ve uygulanabilirliği yüksek ana öneri oluşturuldu.
    1. Mevcut santrallerin maliyet etkin çalışmasının sağlanması,
    2. Perakende tarifelerinin yeniden düzenlenmesi,
    3. Piyasanın hızlı değişen koşullara göre yeniden tasarlanması,
    4. Şebeke altyapılarına ilişkin uzun vadeli plan oluşturulması,
    5. Doğal gaz toptan satış piyasasının etkin hale getirilmesi
    6. Teknoloji ve trendlere uyum sağlanması ve enerji verimliliğinin artırılması
    7. Yenilenebilir kaynakların azami ölçüde kullanılması
    8. Linyit kaynaklarının çevreyle uyumlu, optimum şekilde ve verimli teknolojilerle değerlendirilmesi
    9. Uzun vadeli enerji ve iklim stratejisi ile yol haritasının belirlenmesi
    10. Enerji sektöründe yönetişimin etkinleştirilmesi ve şeffaflığın artırılması
  • Alt öneriler de dahil toplam 107 öneri için 2018-2023 yol haritaları sunuldu.
  • Ana belirsizliklerin uzun vade etkilerini tespit edebilmek ve geleceği bugünden şekillendirmek üzere 2030 Türkiye enerji senaryoları oluşturularak, 3 farklı senaryonun Türkiye ekonomisine ve enerji tüketicilerine, aynı zamanda enerji sektörü hedeflerine etkileri detaylı olarak analiz edildi.
  • Milli Enerji ve Maden Politikası hedeflerine erişildiği, Referans Senaryoya göre daha yüksek ekonomik büyüme ile oluşan daha yüksek elektrik talebinin ağırlıklı olarak ve artan oranlarda yenilenebilir kaynaklardan karşılandığı, depolama, akıllı şebekeler,elektrikli ulaşım uygulamalarının yaygınlaştığı, enerji verimliliğinin önemli ölçüde geliştiği ve enerji trendlerinin en üst seviyede yakalandığı Sürdürülebilir Büyüme Senaryosu ile sağlanabilecek kazanımlar gösterildi.
  • Sürdürülebilir Büyüme Senaryosu’nun başta enerji verimi potansiyelinin değerlendirilmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretim oranının artırılması ve sera gazı salımı artış hızının azaltılması gibi alanlarda, enerji sektörü perspektifinden çok önemli katkı sağlayacağı modellemeler ile görüldü.
  • Referans Senaryo’ya göre 2030 itibariyle %13 daha yüksek GSYH’ye ulaşılan Sürdürülebilir Büyüme Senaryosu’nda, elektrik enerjisi yoğunluğunun 2016 yılına göre %7 iyileşmesi ile daha verimli bir enerji sisteminin oluşturulacağı ve toplam sera gazı salımının Referans Senaryoya göre %5 daha az olacağı hesaplandı.
  • Ayrıca, Sürdürülebilir Büyüme Senaryosu’nda yenilenebilir enerji kaynaklarının daha hızlı değerlendirilmesi ile yenilenebilir enerji kaynaklarından üretim oranının %50’ye, yerli kaynaklardan toplam elektrik üretimi oranının da %63’e ulaşabileceği görüldü.
  • Emtia fiyatlarının reel olarak 2016 yılı seviyesine endekslendiği simülasyonlarda artan elektrik talebi ve yeni teknoloji yatırımlarının da etkisiyle Sürdürülebilir Büyüme Senaryosu’nda ortalama elektrik fiyatının Referans Senaryo’ya kıyasla %6 daha yüksek olabileceği hesaplandı, bununla birlikte Sürdürülebilir Büyüme Senaryosu’nda yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretim oranının daha yüksek olması sonucunda, yakıt maliyetlerindeki herhangi bir artışın elektrik fiyatındaki etkisinin Referans Senaryo’ya kıyasla %11 daha az olacağı, bu durumun enerji tüketicileri ve makroekonomi perspektiflerinden bir diğer önemli kazanım alanı olduğu tespit edildi.
  • Tüm bu detaylı analizlere ek olarak, Sürdürülebilir Büyüme Senaryosu ile ekonomiye sağlanacak ek katma değerin büyüklüğü hesaplandı.
  • Enerji değer zincirinin tümünde dijital, dağıtık ve düşük karbon perspektifleriyle 3D vizyonu, yeni teknolojiler,yenilikçi iş modelleri ile desteklenecek enerji ekosisteminin, ekonomik büyümeye önemli ek katkı yaratacağı hesaplandı.
  • Yapılan analizlerde, bu çalışma ile sunulan, s kısa ve orta vadeli 10 önerinin bütüncül bir yaklaşım ile uygulanmasıyla, elektrik ve doğal gaz sektörlerinin 2030 yılında, yüksek ekonomik büyüme kapsamında olağan makroekonomik dinamik içinde Türkiye ekonomisine sağlaması beklenen 99 Milyar $2010 katma değere ilaveten yıllık 34 Milyar $2010 ek katma değer sağlayabileceğini gösterildi.
  • Bu ek katma değer, yüksek büyüme kapsamında elektrik ve doğal gaz sektörlerinin olağan makroekonomik dinamik içinde Türkiye ekonomisine sağlayabileceği katma değerin %34 gibi yüksek bir oranda artırılabileceğine işaret etmesi bakımından değerli bir fırsat alanı sunmaktadır.