TÜSİAD/TCCI Avrupa Ekonomik Entegrasyonu Kürsüsü, "Göç ve Uluslararası Bilgi Transferi” başlıklı bir panel düzenledi

16 Eki 2015
TÜSİAD/TCCI Avrupa Ekonomik Entegrasyonu Kürsüsü, "Göç ve Uluslararası Bilgi Transferi” başlıklı bir panel düzenledi

TÜSİAD/TCCI Avrupa Ekonomik Entegrasyonu Kürsüsü, 10 Eylül 2015’te TÜSİAD Berlin Bürosu, Hertie School of Governance, Berlin Teknik Üniversitesi TU ve ESMT’nin katkılarıyla “Göç ve Uluslararası Bilgi Transferi” başlıklı bir panel düzenledi.  Söz konusu panel ESMT – European School of Management and Technology Auditorium Maximum konferans salonunda yüksek ve etkin bir katılımla gerçekleştirildi.

 

Moderatörlüğünü TÜSİAD/TCCI Avrupa Ekonomik Entegrasyonu Kürsüsü Direktörü Doç Dr. Stefan Wagner’in üstlendiği toplantıda, ESMT Başkanı ve TCCI Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Jörg Rocholl, TÜSİAD Berlin Bürosu ve TCCI Direktörü Alper Üçok ve Türkiye’nin Almanya Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu açılış konuşmalarını gerçekleştirdi. Elçi Karslıoğlu konuşması sırasında kendisinin de bir ‘konuk işçi’ ailenin çocuğu olarak Almanya’da büyüdüğünü ve toplumların göçmenleri bir yük değil, bilakis bir kazanım gibi değerlendirmelerinin daha yapıcı olacağını vurguladı. 1960’ların göç hikayesine günümüz lenslerinden bakarak geriye dönük doğru yargılarda bulunulamayacağını ekleyen Karslıoğlu, göçmen çocuklarının iki kültür arasında bir köprü fonksiyonu gördüğünü iletti. Alman iş piyasasında Türkçe soyisimlerle  iş ararken karşılaşılan sorunlara da değinen Karslıoğlu, bu önyargıların ve çifte standartların değişmesi gerekliliğinin altını çizdi.

Açılış bölümü sonrasında gerçekleşen panele, Hamburg Üniversitesi İktasidi İdari Bilimler Fakültesi’nden araştırmacı/akademisyen Dr. Yaşar Aydın, Berlin Teknik Üniversitesi Şehircilik Çalışmaları Merkezi’nden Ekonomi Profesörü Prof. Dr. Eberhard von Einem, Hertie School of Governance’tan Sosyoloji Profesörü Prof. Dr. Michaela Kreyenfeld ve KPMG Yönetim Danışmanlığı Türkiye Direktörü Saip Eren Yılmaz katılım sağladılar.

Prof. Dr. Eberhard von Einem’in konuyla ilgili sürmekte olan kapsamlı akademik çalışmasının pilot çıktılarına da değinilen toplantıda konuşmacıların işaret ettiği önemli konular aşağıdaki gibidir: 

- Türkiye ve Almanya arasındaki göç aslında sayısal açıdan global düzeyde büyük bir koridor sayılamaz, ancak kendi özel şartları itibariyle  emsalsizdir. Ekonomik sebeplerin yanısıra, Almanya’da yetişmiş olan Türk kökenli kişilerin Türkiye piyasasında da geçerli olacak bir sosyal kapitale sahip olduklarını ifade etmeliyiz. Çoğunlukla doğrusal değil dairesel bir mobiliteden söz ediyoruz. Alman otoritelerinin diaspora politikalarına gereken önemi vererek revize etmesi, keza Türkiye’nin de göç tanımı ve politikalarını modernize etmesi gereklidir. Türkçe’nin Almanya’da bir artı kalifikasyon gibi algılanması sağlanmalı. Türklerle ilgili olumsuz bir imaj hakim ve bu yüzden yüksek seviyeli pozisyonlarda, iyi firmalarda ve akademide yer alan Türklerin yüzdesi oldukça yetersiz kalmakta.

-  Türkiye bir orta seviyeli teknoloji ülkesi olarak birçok gelişmekte olan ülkeye örnek teşkil edebilecek nitelikte özellikler sergiliyor. Gelişmek için emek piyasasının da gelişmesi kaçınılmazdır. Almanya’dan gelen yeni dalga göçün yerel kabiliyetlerin gelişmesi ve bilgi emilimi açısından önemli etkisi vardır. Bu göçün arkasında, bir itici ve bir çekici gücün varlığından bahsedilebilir. İtici güç Türk kökenlilerin gördüğü ayrımcılık, çekici güç ise Türk ekonomisindeki büyüme ve gelişmedir.

-  Almanya’dan Türk kökenli yetenekler ve iyi eğitimli insan kaynakları sistematik olarak hedefleniyor. Özellikle mühendislik mezunları, doktorası ve/veya araştırma tecrübesi olanlar ve gelişmekte olan teknolojilerle ilgili çalışanlar ön planda ve Türkiye iş piyasasında yüksek talep görmekte. Üçüncü sektörde de insan kaynakları/ bilgi transferi açısından büyüme ve gelişme fırsatından sözedilebilir. Almanya’dan gelen Türk kökenli işgücünün iki kültür arasında bir köprü etkisi oluşmaktadır.