TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Serpil Veral “AB – Türkiye Yüksek Düzeyli İş Dünyası Diyalog Toplantısı”nda bir konuşma yaptı.

27 Eki 2022 İlgili Dosya
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Serpil Veral “AB – Türkiye Yüksek Düzeyli İş Dünyası Diyalog Toplantısı”nda bir konuşma yaptı.

AB – TÜRKİYE YÜKSEK DÜZEYLİ İŞ DÜNYASI DİYALOG TOPLANTISI

SERPİL VERAL– TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI

”How can EU-Türkiye Economic and Trade Relations be improved, taking into account the Changing Geopolitical Environment, Global Value Chains and the EU Green Deal?”

26 Ekim 2022 – İstanbul

Sayın Bakanlar, Sayın Komisyoner, Kıymetli Başkanlar ve Kurum Temsilcileri,

Sizleri şahsım ve TÜSİAD Yönetim Kurulu adına saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle Türkiye ile AB arasında gerçekleştirilen ve TÜSİAD olarak başından bu yana katkı verdiğimiz Yüksek Düzeyli İş Dünyası Diyalog Toplantılarını çok önemli bulduğumuzu belirterek sözlerime başlamak istiyorum.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı’nın liderliğindeki Yönetim Kurulu heyetimiz de sizlerle bir arada olduğumuz bu saatlerde mesajlarımızı Brüksel’de AB Komisyonu’nun farklı birimleri, üye ülke temsilcileri ve Avrupa Parlamenterleri ile görüşmelerinde aktarıyorlar.

En büyük ticaret ve yatırım ortağımız olan AB’nin başlatmış olduğu kapsamlı dönüşüm süreci kıtamızda yaşanan jeopolitik gelişmelerle yeni bir boyut kazandı. Çatısını sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda Yeşil Mutabakat ve Dijital Tek Pazar Stratejisi’nin oluşturduğu bu dönüşüm enerji ve gıda güvenliği öncelikli olmak üzere her alanda ekonomik ve toplumsal dayanıklılık için de temel stratejiler olarak yapılanıyor. Ticaret anlaşmalarında yeni sürdürülebilirlik kuralları ve uygulamaları, değer zincirlerinde çevresel ve sosyal raporlama gibi kritik düzenlemeleri olağanüstü bir gündem ile eşzamanlı tartışmaya devam ediyoruz.

Avrupa iş dünyası, Avrupa özel sektörünün çatı temsil kuruluşu Avrupa İş Dünyası Konfederasyonu BusinessEurope’un temsil gücü, köklü deneyimi ve Avrupa ekonomisinin rekabetçiliğinin artırılması için gösterdiği muazzam çalışma disipliniyle tüm bu süreçlere önemli katkı sağlıyor. Bugün de benden hemen önce görüşlerini dinlediğimiz BusinessEurope, TÜSİAD ve TİSK’in üyeliği aracılığıyla Türk iş dünyası için de AB politikalarına ilişkin oluşturduğu ana kanal ile Türkiye-AB entegrasyon ortaklığının ekonomik boyutunu desteklemeye devam ediyor.

BusinessEurope 1995 yılında AB-Türkiye Gümrük Birliği’nin oluşturulmasına, 1999 yılında Türkiye’nin AB Konseyi tarafından resmen “aday ülke” olarak tanınmasına, 2004 yılında AB üyelik müzakereleri sürecinin başlatılmasına, Türkiye’de demokratik reform sürecine ve Türkiye’nin Transatlantik ekonomiye dahil edilmesine destek vermiştir. 2015’ten bu yana da Gümrük Birliği’nin yeşil ve dijital politikaları içerecek şekilde güncellenmesi çağrısını Avrupa iş dünyası’nın sesi olarak yinelemektedir.

Bu doğrultuda 2015’ten bu yana değişen öncelikler ve küresel bağlam göz önünde bulundurularak, Gümrük Birliği’nden beklentilerimizi karşılıklı olarak netleştirmemiz ve kural-temelli bir zeminde ortak fayda alanlarını genişletmeye ve derinleştirmeye imkan sağlayacak teknik müzakereleri hızla başlatmamız gerekiyor.

Eş zamanlı olarak karşı karşıya olduğumuz siyasi ve ekonomik meydan okumaları göz önünde bulundurarak entegrasyonu derinleştirecek her aracı kullanmalıyız:

  • AB-Türkiye Üst Düzey İklim Diyaloğu’nun karbon fiyatlandırması ve çevre uyumu alanında ortak çalışmalarını yoğunlaştırarak, döngüsel ekonomi, yeşil teknolojiler, yenilenebilir enerji ve yeşil hidrojen, araştırma ve yenilikçilik, sürdürülebilir finansman öncelikli olmak üzere genişletmeliyiz.
  • Enerji güvenliği alanında güçlü bir diyalog ve ortak gündem belirlemeliyiz.
  • Tarım, sağlık ve gelecek ay başlayacak olan AR-GE ve yenilikçilik Üst Düzey Diyalog mekanizmalarının bütüncül bir anlayışla birbirini destekleyecek şekilde işleyişlerini sağlamalıyız.
  • Rekabetçilikten güvenliğe pek çok alanda belirleyici etkileriyle dijital ekonomi alanında, entegrasyon perspektifinde sistemli diyalog mekanizması oluşturmalıyız.
  • Ortak altyapı projeleri için Global Gateway’in potansiyelinden faydalanmalıyız. Ulaştırmanın yanı sıra iklim ve enerji, dijital, sağlık, eğitim ve araştırma dahil her başlıkta Türkiye’nin ana ortaklar arasında belirlenmesi ve ortak çalışmalar yürütülmesini sağlamalıyız.
  • Tüm bu girişimleri Gümrük Birliği güncellemesi sürecini besleyecek şekilde kurgulayarak, müzakere sürecini hızla başlatmalıyız.

Türkiye-AB entegrasyon ortaklığının somut bir yol haritası ile teknik zeminde ilerletilmesi ilişkilerin “açık stratejik özerklik” hedefine olumlu katkısını güçlendirecektir. Ancak teknik uyum çalışmalarının ortak değer ve ilkeler temelinde ilerletilmesi belirleyicidir. “Transactional” ilişki modeli sürdürülebilir değildir. Türkiye’nin AB üyelik sürecinin yeniden canlandırılması Avrupa’nın sürdürülebilir geleceği için atılan adımları tamamlayıcı bir unsur olarak konumlandırılmalıdır.”

Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.