‘Belediyeler için Kadına Yönelik Hane İçi Şiddetle İlgili Kurum Politikası Geliştirme ve Uygulama Rehberi’ kamuoyuyla paylaşıldı

29 Haz 2021
‘Belediyeler için Kadına Yönelik Hane İçi Şiddetle İlgili Kurum Politikası Geliştirme ve Uygulama Rehberi’ kamuoyuyla paylaşıldı

BELEDİYELERİN TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNE YÖNELİK ÇABALARININ ÇARPAN ETKİSİ ARTACAK

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı (Business Against Domestic Violence -BADV) Projesi kapsamında hazırlanan “Belediyeler için Kadına Yönelik Hane İçi Şiddetle İlgili Kurum Politikası Geliştirme ve Uygulama Rehberi” kamuoyu ile paylaşıldı. Politika geliştirme adımlarını ve başarılı örnek uygulamalarını anlatan Rehberin, belediyelerin toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik çabalarının çarpan etkisini artıracak bir araç olacağı belirtildi.

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun, TÜSİAD iş birliği, Sabancı Vakfı ve UNFPA Türkiye desteği ile yürüttüğü ve şirketlerin yönetimsel ve örgütsel kapasitelerini kullanarak çalışan kadınların yakın ilişkide maruz kaldıkları şiddete karşı harekete geçmelerini amaçlayan İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı (Business Against Domestic Violence-BADV) Projesi’nde yeni bir adım daha atıldı. Proje kapsamında hazırlanan “Belediyeler için Kadına Yönelik Hane İçi Şiddetle İlgili Kurum Politikası Geliştirme ve Uygulama Rehberi” kamuoyu ile paylaşıldı. İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Proje Yöneticisi Sevda Alkan’ın moderatörlüğünde düzenlenen çevrimiçi toplantıda hazırlanan rehberin içeriğini Yaşama Dair Vakıf (YA DA) Araştırmalar Direktörü Rümeysa Çamdereli anlattı.

Rehber iş yerinde toplumsal cinsiyet eşitliğini ilkesel olarak benimsemiş belediyelerin bir işveren olarak; işin, iş yerinin ve çalışanların kadına yönelik hane içi şiddetten en az seviyede etkilenmesini sağlayacak politika ve yönergeleri geliştirmeleri için atılacak adımları, kullanılacak araç ve yöntemleri ve başarılı uygulama örneklerini kapsıyor. Ayrıca, Rehberde belediyelerin iştirakleri veya diğer paydaşlarıyla olan ilişkisinde de hane içi şiddetle mücadeleyi yaygınlaştırmaları için hayata geçirilebilecek öneriler de yer alıyor. BADV projesi kapsamında 2021 yılında rehberin 3 gönüllü pilot belediyede uygulanması hedefleniyor.

Toplantıda konuşan projenin paydaşlarından Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan, “Sabancı Vakfı olarak, toplumsal cinsiyet eşitsizliği gibi çok boyutlu bir soruna kalıcı çözümler üretmek için sektörler arası iş birliğini sağlamanın şart olduğunu düşünüyoruz. Bu anlamda; akademi, sivil toplum, uluslararası organizasyonlar ve iş dünyasının birlikteliğini sağlayan “İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı” projesini 2016 yılından beri desteklemekten gurur duyuyoruz” dedi. Nevgül Bilsel Safkan, şunları söyledi:

“Proje dahilinde eğitim alan ve aile içi şiddetle ilgili kurum politikası geliştirme rehberinden faydalanan şirketler, çalışanlarının eşitliğini sağlamakla kalmayıp toplumsal adalete de önemli ölçüde katkı sunuyor. Etkisini çoktan kanıtlamış olan bu rehberin, sadece topluma yönelik sağladığı hizmetlerle değil işveren olarak da önemli bir rolü bulunan belediyeler için uyarlanması son derece heyecan verici bir gelişme. Rehber, içinde barındırdığı politika geliştirme adımları ve başarılı örnek uygulamalarla, belediyelerin toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik çabalarının çarpan etkisini artıracak bir araç olacak. Sadece Türkiye’de değil, dünya çapında da bir iyi örnek olan İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı projesinin belediyelerde uygulanmaya başlamasından büyük mutluluk duyuyoruz.”

Projenin bir diğer paydaşı Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye Temsilci Yardımcısı Zeynep Başarankut Kan, şöyle konuştu:

“Bu rehber ile birlikte belediyelerin toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin kök sebebi olan eşitsizliklere daha etkin çözüm bulacaklarını umuyoruz. Rehberdeki öneriler ile sorumlu birer kamu kurumu ve işveren olan belediyelerin meseleyi sahiplenerek kurumsal politikalarını kadınlar için, kadınlar ile birlikte yeniden tasarlayacaklarını ve daha etkin bir şekilde uygulayacaklarına inanıyoruz. Bu rehberin uygulanmasıyla şiddet riski altındaki kadın çalışanlar için belediyeler artık güvenli alanlar olacak. UNFPA, uzun süredir kadın dostu kentlerin sayısını artırmak ve en kırılgan grupların haklara ve yerel hizmetlere ulaşmalarını sağlamak için çalışıyor. Sabancı Üniversitesi ile birlikte yürütülen BADV projesinin belediyeleri de dahil etmesiyle birlikte yereldeki çalışmalarımızı ve etkimizi daha da artırmayı hedefliyoruz.”

KATILIMCI ŞİRKET SAYISI 90’A ULAŞTI

TÜSİAD Genel Sekreteri Ebru Dicle ise TÜSİAD olarak “İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı” projesine 2015 yılından itibaren destek verdiğini hatırlatarak, şunları söyledi:

“Her geçen yıl daha fazla sayıda şirkette yaygınlaşmasına çalışıyoruz. Projede yola çıkarken amaç, uygulanabilir ve çoğaltılabilir bir model üretmek, kadına yönelik şiddete karşı, tüm kurumsal kapasitemizle harekete geçebilmekti. 90’a ulaşan katılımcı şirket sayısı; özel sektörün bu alandaki rolünü ve isteğini ortaya koyuyor. Katılan şirketler kendi çalışanlarının yanı sıra tedarik zincirinde ve hatta müşterilerine kadar uzanan çeşitlilikte; eğitimler, uygulamalar ve farkındalık çalışmaları gerçekleştirdi. Projenin etki alanının giderek büyümesi, bu yaşamsal sorunu ortadan kaldırma mücadelesi adına umut verici.

İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı” projesi, akademi-sivil toplum-özel sektör iş birliğinin somut ve etkili örneklerinden birisi. Belediyelerin de bu iş birliğinde yer alması bu yöndeki çabaları kuvvetlendirecektir. Toplumsal cinsiyet eşitliği sadece kadınların değil tüm toplumun meselesi. Kadınların güven içinde yaşadığı bir ülke için işbirliği ve dayanışmayla çalışmaya devam etmeliyiz.”

Rehberin tanıtımının ardından “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede İşveren olarak Yerel Yönetimlerin Önemi” konulu biri panel yapıldı. Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat moderatörlüğünde yapılan panele, İBB İstanbul Planlama Ajansı Sosyal Politikalar Merkez Koordinatörü Zelal Yalçın ve İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Özgün Akduran konuşmacı olarak katıldı.

Panel tartışmalarını Melsa Ararat şöyle özetledi, “Belediyeler ve belediye şirketlerinde çalışanlar kayıtlı işgücünün yaklaşık %17 ‘sini oluşturuyor. Bunun ne kadarının kadın çalışan olduğunu bilmiyoruz. Bildiğimiz bu oranın belediyeden belediyeye %7 ile %26 arasında değiştiği. Bu rakamlar özel şirketlerde kayıtlı çalışan kadın oranının altında. Yönetimde durum daha kötü. Meclis üyelerinin %11’i kadın. Oysa hizmet götürülenlerin %50’si kadın. Panelistlerimiz 30 Büyükşehir Belediye Başkanının üçü, 519 büyükşehir ilçe belediye başkanının 25’inin kadın olduğunu belirttiler. Belediyelerin ve belediye şirketlerinin kadınlar için en güvenli işverenler olması gerek. Bunun sağlanması için kadınların hem çalışma sürecinde hem evde sağlığını ve güvenliğini sağlamak konusunda belediyelerin atacağı adımlar hem kadınların belediyelerde üst karar organlarına yükselmesine katkıda bulunacak hem de toplumun her katmanına dokunarak dönüştürücü bir etki yaratacaktır. “

İBB’de Genel Sekreter Yardımcılığı pozisyonuna ilk defa 2019 yerel yönetim seçimlerinden sonra kadınların atandığını belirten Zelal Yalçın, “Yerel yönetimler eşitlik politikalarının hayata geçmesinde çarpan etkisi yaratmakta. Eşitliği sokak sokak, mahalle mahalle, ilçe ilçe bütüne yaymakta. Bu nedenle rehberin hayata geçirilmesi eşitlik kültürünün genişlemesi ve yerleşmesi için çok önemli Pratik, uygulanabilir, somut ve sürdürülebilir bir program ortaya koyuyor. Ve bütün yerel yönetimlerde uygulanabilir” dedi.

Özgün Akduran ise rehberin belediyelerde çalışanların şiddete uğrama veya uygulama risk değerlendirmesi önermesinin en özgün katkılarından biri olduğunu vurguladı. Akduran, rehberin önerdiği eğitimlerin sadece görevlendirilmiş yöneticiler ve istekli personel ile sınırlı kalmaması ve tüm belediyede yaygınlaştırılmasının projenin sürdürülebilirliğine katkı sağlayacağını vurguladı. Ayrıca rehberin toplumda yaratacağı çarpan etkisine de değinerek; gerek risk değerlendirmesi gerekse anketler ve eğitimler yoluyla kadın erkek personelin kadına yönelik şiddetin çerçevesi, boyutları, nasıl önlenebileceği ile ilgili farkındalık kazanmasının sadece kendilerinin veya çalışma arkadaşlarının maruz kalabileceği olası şiddet biçimlerini fark etme ve eyleme geçme noktasında değil, aynı zamanda özellikle faydalanıcılarla birebir temas halindeki hizmet birimlerinde çalışan personelin hemşerilerinin benzeri deneyimleri olabileceği noktasında da farkında ve uyanık olmasını sağlayacağını dile getirdi. Örneğin; yardım kolisi dağıtımında görevli personelin, belediye polikliniklerinde görevli sağlık personelinin, sosyal inceleme elemanlarının veya İSMEK gibi meslek edindirme kurslarında çalışan eğitmenlerin çalışmalarında temas ettikleri kadınların şiddete maruz kaldığını fark edebilmesi ve bu gibi durumlarda nereye yönlendireceğini bilmesi gibi.