Kriz sonrasının yeni normlarını anlamak için Görev Gücü oluşturduk

15 May 2020
Kriz sonrasının yeni normlarını anlamak için Görev Gücü oluşturduk

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski Dünya Gazetesi'ne Covid-19 sürecinde TÜSİAD'ın çalışmalarına yönelik bilgi verdi.

"Tüm dünyayı etkileyen COVID-19 krizinde ortak aklın ve iş birliğinin öneminin daha çok ortaya çıkması, sivil toplum kuruluşlarını önümüzdeki dönemde bizleri bekleyen ekonomik ve sosyal sorunların çözümünde önemli bir paydaş haline getiriyor. Bu nedenle STK'ların güçlenmeleri ve sürdürülebilirliği her zamankinden daha önemli."

"İnsanlık doğrudan kendi varlığını tehdit eden sorunlarla karşı karşıya. Sorunlar, hedefler ve çözümlerin küresel olduğu bir dünyada STK-özel sektör-hükümetler arasındaki işbirliğinin her zamankinden daha yakın ve etkili olması gerekiyor" yorumlarında bulunan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski,"Katılımcı bir anlayış ile alman kararların, hazırlanan planların, yürürlüğe giren düzenlemelerin kabulü, sahiplenilmesi ve gerçekleşmesi daha mümkün. Çünkü bu şekilde herkes endişesini, önceliğini ifade edebiliyor; hemfikir olunmayan konular olsa dahi herkes sesini duyurabiliyor" diyor. Simone Kaslowski'nin STK'ların artan rolü ve Covid-19 sürecinde TÜSİAD'ın çalışmalarına yönelik verdiği bilgiler şöyle:

STK'lar ortak akılla yenilikçi çözümler ortaya koyuyor

"Sivil toplum modern bir demokrasinin temel unsurudur. Bir toplumun en önemli gelişmişlik göstergelerinden biri de o ülkedeki sivil toplumun gücüdür. Modern toplumlarda sivil toplum kuruluşları, toplumsal sorunların çözümüne yönelik oı-tak akılla yenilikçi çözümler ortaya koyan platformlar olarak önümüze çıkıyor. Artan küreselleşme ile birlikte çevresel, sosyal ve ekonomik sorunların domino etkisi ile tüm dünyayı etkilediğine yakından şahit oluyoruz. Bugün dünyanın öbür ucundaki bir sorun 48 saatten az bir sürede bizim sorunumuz haline gelebiliyor. Özellikle içinde bulunduğumuz COVID-19 salgım süreci, hiçbir kurumun, devletin ve örgütün tek başına altından kalkamayacağı büyüklükte sorunlarla karşı karşıya gelebileceğimizi gösterdi. Sivil toplum kuruluşları, özel sektör ve kamu arasındaki verimli ilişki ve iletişim, bu zorlu dönemde dünyanın farklı coğrafyalarında son derece hayati ve acil sorunların çözümüne katkı sağladı, sağlamaya da devam ediyor."

Kriz sonrası dönemin yeni normlarını anlamak çok önemli

"Tüm süreç boyunca insan yaşamım merkeze alarak, Bilim Kurulu tavsiyelerine uyulmasının ve iş sağlığı güvenliği tedbirlerinin öneminin altını çizdik. Salgından tüm sektörler etkilendi. Tüm üyelerimiz hem çalışanlarını korumak hem de işletmelerinin devamını sağlamak için çaba harcıyorlar. Toplumsal sorumluluk olarak da, bazı üyelerimiz sağlık sistemine gerekli ekipmanları sağlamaya odaklandı. Bazıları ise ayni ve maddi desteklerle ihtiyaç sahiplerinin yanında oldular. COVID-19 sürecinin en başından bu yana üyelerimizle iletişimi yoğunlaştırmak amacıyla COVID-19 portalı kurduk. Üyelerimizin yaşadığı sorunları, önerileri derleyerek, ilgili kamu kurumlan ve bakanlıklarla da sıklıkla istişare içerisinde olarak, süreci en az hasarla atlatma yolundaki çalışmalara destek olduk. Kriz sonrası dönemin yeni normlarını, toparlanma sürecini tartışmak ve anlamak da çok önemli. Bu çerçevede bir görev gücü oluşturarak konuyu küresel ve ülkemize yansıyacak tüm boyutları ile ele alıyoruz. Ayrıca hızla değişen mevzuatlara, konunun hukuki boyutuna, girişimciliğe, sanayileşmeye ve farklı sektörlere etkisine yönelik sıklıkla bilgilendirme toplantıları ve webinarlar düzenliyoruz."

STK'ların kurumsal yapıları güçlenmeli

"Tüm dünyayı etkileyen COVID-19 krizinde ortak aklın ve iş birliğinin öneminin daha çok ortaya çıkması, sivil toplum kuruluşlarını önümüzdeki dönemde bizleri bekleyen ekonomik ve sosyal sorunların çözümünde önemli bir paydaş haline getiriyor. Bu nedenle STK'ların güçlenmeleri ve sürdürülebilirliği her zamankinden daha önemli...

Türkiye'de sivil toplum kuruluşlarının güçlenmesi için atılacak en büyük adım kurumsal yapılarının güçlenmesi yönündeki çalışmalardır: Açıklık, şeffaflık, katılımcılık, hesap verebilirlik ve etkinlik konularında kendini sürekli geliştirebilen; hem kendi içinde, hem de üyelerine ve destekçilerine karşı sorumlu davranan sivil toplum örgütlerinin topluma katkıları da sürdürülebilir olacaktır. Sivil toplum kuruluşlarının güçlenmesi, faaliyet ve etki alanlarının genişlemesi aynı zamanda farklılıklara ve çeşitliliğe saygının, özgürlükçü bir anlayışın ve toplumu etkileyen tüm kararlara katılımcılığın güçlenmesine de katkı sağlayacaktır."

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ALANINDA İŞ DÜNYASINA YOL GÖSTERMEYİ AMAÇLIYORUZ

"Yarım asra yakın bir süredir bağımsız ve gönüllü olarak faaliyetlerine devam eden TÜSİAD, ortak aklı bulmak, katılımcılığı sağlamak için çok paydaşlı, çok katmanlı istişare süreçleri yürütüyor, iş birlikleri kuruyor" diyen TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski. "Üyelerimiz ile sürekli iletişim halinde iş dünyasının nabzını tutuyoruz. Önerilerimizi ve söylemlerimizi üniversiteler ile kurduğumuz forumlar ve yürüttüğümüz araştırma projeleri vasıtası ile veriye dayandırıyoruz. Görüşlerimizi karar vericiler ile paylaşarak iş dünyasının sesinin duyulmasını sağlıyoruz. Türkiye iş dünyasının gündemim temsilciliklerimiz ve ülke ağlarımızla ile yurtdışında temsil ediyor; oradaki tartışmaları, tecrübeleri ve ortak aklı ülkemize taşıyoruz. Tüm bu çalışmaları yürütürken çok sayıda sivil toplum kuruluşu ile iş birliği içerisindeyiz. Aynı amaç doğrultusunda çalışan sivil toplum kuruluşları ile ortak platformlar kuruyoruz. Sürdürülebilirlik alanında iş dünyasına yol göstermek amacıyla kurduğumuz Hedefler için İş Dünyası Girişimi ve İş Dünyası Plastik girişimi bu anlayışla hayata son dönemde geçirdiğimiz iki önemli örnek" bilgilerini veriyor.