TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz’ın “VII Uluslararası Kurumsal Yönetim Zirvesi” Açılış Konuşması

Sermaye Piyasası Kurulumuzun Saygıdeğer Başkanı, Sayın TKYD Başkanı, Kıymetli Katılımcılar ve Değerli Basın Mensupları,


Bugün TKYD tarafından 7.si düzenlenen Kurumsal Yönetim Zirvesi ile bir kez daha kurumsal yönetim ailesinin arasında olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Sizleri bu defa, TÜSİAD adına, saygıyla selamlıyorum.

 

Değerli Konuklar,

Kurulduğu 2003 yılından bugüne çok değerli katkılarınızla derneğimiz, kurumsal yönetim ile ilgili bilincin ülkemizde yerleşmesi ve farkındalığın oluşması amacıyla çok önemli faaliyetler geçekleştirmiştir. Derneğimiz, kurumsal yönetim bilinç ve bilgisinin arttırılmasının yanı sıra kurumsal yönetim anlayışının toplumumuza uygun bir model ile gelişmesine de önemli katkılarda bulunmuştur. Bizler bağımsız, gönüllü sivil toplumun gücüne ve demokrasinin toplumsal gelişmeyi sağlamaktaki önemine inanmış iş dünyası mensupları olarak, kötü yönetimlerin kaynakların israfına nasıl sebep olduğunu, şirketlere, kurumlara, toplumlara nasıl zaman ve enerji kaybettirdiğini biliyoruz. Gerek kendi yaşadığımız tecrübelerden gerekse dünyayı gözlemleyerek edindiğimiz bilgilerden, kötü yönetimden korunmaya çalışmanın yolunun demokrasiden ve kurumsal yönetim ilkelerinin kurumlarımıza hâkim olmasından geçtiğini biliyoruz. Adillik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk iliklerini kurumlarımızın kültürü haline getirdikçe, yönetim sistemlerimizin esasını oluşturmasını gerektiren kurumsal yönetim metodolojilerini içselleştirdikçe, şirketlerimizde bir olgunlaşma evresine geçileceğine, rekabet güçlerinin artacağına ve sürdürülebilirlik performanslarında önemli bir iyileşmenin kaydedileceğine yürekten inanıyorum. Bir diğer yandan kurumsal yönetimi insanlığın birarada yaşamak konusunda kaydettiği bir aşama olarak da görüyorum. Unutmayalım ki kurumsal yönetimde demokraside bir toplumsal olgunlaşma mertebesidir, ancak toplumsal bilinç ve katılımcı bir anlayışla ortak çabayla gerçekleştirilebilir.  

 

Değerli Dostlar,
 

Ülkemizde kurumsal yönetimin evirilme süreci OECD’nin konuyu ele almasını takiben TÜSİAD önderliğinde başlayan ve siz değerli katılımcıların üyesi olduğu TKYD’nin 11 yılı aşkın süredir devam eden çalışmaları sayesinde önemli aşamalar kaydetti. Kanunlarımızda, bağımsız denetleyici ve düzenleyici kurumlarımızda ve borsamızda bu alanda sağlanan gelişmeler sayesinde Türkiye’de kurumsal yönetimin hem bilinci hem de alt yapısı önemli bir noktaya ulaştı.

 

Değerli Konuklar,


Kurumsal yönetim çabalarının başarıya ulaşabilmesi ve Türkiye’nin en üst seviyedeki ülke grubuna taşınabilmesi için üzerinde faaliyet gösterdiğimiz zeminin uygun olması, nitelikli olması ve yardım edici olması şarttır. Bu zeminin de sağlam temellere oturması için iki dayanağa ihtiyaç duyulmaktadır. Bunlar, demokrasi–hukuk devleti ayrılmazı ve makroekonomik istikrar ve mikro reformların eşgüdümlü yönetimidir. Ancak unutmayalım ki, bu iki dayanak birbirinden beslenmekte ve birbirini etkilemektedir.  Bu anlayışla bugünkü konjonktüre baktığımızda, demokrasi-hukuk devleti ayrılmazındaki şüpheler Türkiye’de yatırım ortamını olumsuz etkilemekte, yatırımcının da güvenini sarsmakta ve makroekonomik istikrarda tereddütlere yol açmaktadır.  aynı şekilde, kurumsal yönetim sadece ülkenin tabiri caiz ise kurtarılmış bir bölgesinde, iş dünyasının bir kesiminde uygulanmak suretiyle kendisinden beklenen getiriyi sağlayamaz.  Kurumsal yönetim ilkelerini tüm özel sektöre yaygınlaştırma sorumluluğumuz olduğu gibi, bu yaşamsal ilkelerin belki daha da özenle ve önemle kamuda yerleşmesini sağlamak bir zorunluluktur.


Çünkü aslında hissedar ve şirketlerin arasındaki ilişki,  devlet ve vergi verenler arasındaki ilişkiye benzer bir yapıyla şekillenmiştir. Ancak şirketler şiddetli rekabet ortamı içinde varoluş mücadelelerini kurumsal yönetim anlayışını geliştirerek sağlamaya çalışmaktadır. Dolayısıyla, ileriye doğru baktığımızda TÜSİAD’ın ve TKYD’nin bu konudaki birikimi ve tecrübesinin, devlette iyi kamu yönetişimi anlayışının yerleşmesi adına yol gösterici olacağına inanıyorum. Beklentimiz bu yöndedir. Türkiye bağlamında da, bu konuyu tartışmak için, daha iyi bir zaman ve zemin düşünemiyorum.

 

Değerli Konuklar,
 

Kurumsal yönetim alanında önümüzdeki dönemi şekillendirecek önemli gelişmelerden bahsetmek isterim. Birincisi gelişmekte olan piyasaların halka açık şirket sayılarındaki artış. İkinci ise halka açık firma yapısında tüm dünyada KOBİ ağırlığının giderek önem kazanması. Bu iki gelişme de son derece sağlıklı. Nitekim bu gelişmelere bağlı olarak OECD,  2014 Nisan ayında kurumsal yönetim ilkelerini günümüz ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde güncelleme çalışmalarına başlayacağını açıkladı. OECD’nin, ilkelerini güncellerken, gelişmekte olan ülkelerde ekonominin bel kemiğini oluşturan KOBİ’lere, yeni girişimlere ve aile şirketlerine referans vermesi bekleniyor. Ekonominin güçlenmesinde ve istihdam yaratmada önemli rol oynayan KOBİ’lerin kurumsal yönetim ilkelerinin kılavuzluğunda sürdürülebilirliği yakalaması, önlerindeki en büyük engel olan finansmana erişim sorununa da çözüm getirecektir. Bununla birlikte, küçük ve orta ölçekli şirketlerin halka açılmasında engel teşkil edebilen bazı raporlama yükümlülüklerin azaltılması ve düzenlemelerin sayısı yerine, kalitesinin artırılması da OECD tarafından son dönemde sıkça vurgulanan konular arasında.
 

Sürdürülebilirlik alanındaki önemli gelişmeleri de sizlerle paylaşmak istiyorum. Her geçen gün daha çok hissedar ve paydaş, sürdürülebilirlikle alakalı risk ve avantajlarını nasıl yönettikleri konusunda şirketleri daha şeffaf olmaya zorluyor. Çevresel, sosyal, kurumsal yönetim performansların açıklandığı raporların finansal raporlarla birleştirilerek entegre raporlamaya geçilmesi konusu ise uluslararası platformlarda sıkça tartışılıyor. Bizlerin de dünyadaki bu gelişmeleri yakından takip etmemiz ve yakın zamanda paydaşlarımızdan gelecek bu taleplere karşı hazırlıklı olmamız gerekiyor.

 

Değerli Konuklar,
 

Kurumsal yönetim alanında dünyadaki gelişmeleri özetledikten sonra, biraz da Türkiye’deki gelişmeler hakkında görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Yatırımcıların karar alma süreçlerinde referans olarak kullandıkları Dünya Bankası Doing Business 2014 raporunda Türkiye, bir önceki yıla göre 3 basamak ilerleyerek 189 ülke arasında 69. sıraya yükseldi. Bu yükselişteki en önemli etken ise Türkiye’nin “Yatırımcıların Korunması” göstergesinde 67. sıradan büyük bir sıçrayış gerçekleştirerek 34. sıraya yerleşmesi oldu. Raporda, Yeni Türk Ticaret Kanunu ile getirilen yatırımcıların korunması ve şirket bilgilerine erişimin kolaylaştırması gibi düzenlemelerin Türkiye’deki yatırım ortamına olumlu etkisinden bahsediliyor. Böylelikle rapor, önemini her platformda dile getirdiğimiz kurumsal yönetime ilişkin düzenlemelerin, Türkiye’nin rekabetçiliğine etkisini net bir şekilde ortaya koymuş oluyor.

 

Bu dönem içerisindeki bir diğer önemli düzenleme de 3 Ocak itibarıyla yürürlüğe giren "Kurumsal Yönetim Tebliği" oldu. Tebliğ ile kurumsal yönetim ilkeleri, Sermaye Piyasası Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu'nda yer verilen hükümler çerçevesinde revize edildi. TÜSİAD olarak ilettiğimiz kapsamlı görüşlerimiz ile Tebliğ’in hazırlanması aşamasında bizler de aktif olarak yer aldık, katkıda bulunduk. Görüşlerimizin birçoğunun nihai Tebliğ’de yer almasından da memnuniyet duyuyoruz. Genel olarak, ilişkili taraf işlemleri ve yatırımcı ilişkileri konularını düzenleyen Tebliğ’de çoğunluğu yönetim kurullarına ilişkin 24 adet uygulaması zorunlu ilke bulunmaktadır. Bu ilkelerin halihazırda birçok borsada kotasyon koşulu olduğunu ve yerleşik norm haline geldiğini göz önünde bulundurursak, ilkelerin uygulamaya konulması, Türkiye’yi küresel rekabette daha üst sıralara taşıyacaktır.

 

Görüyorsunuz TKYD’deki görevimi devredip TÜSİAD’ a gittikten sonra bu konulardan kopar mıyım diye merak ettiğiniz için derinlemesine anlatıyorum. Benden çok daha yetkili ve bilgili konuşmacılar bu konuları mutlaka ele alacaklardır. İşleri takip etmekle beraber, kurumsal yönetimin önemine olan inancım, bir kurumsal yönetim gönüllüsü olarak heyecanım devam etmektedir.