TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz'ın “Yenilikçi Türkiye için Bilişim” Konferansı Açılış Konuşması

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun Saygıdeğer Başkanı, Sayın TÜBİSAD Başkanı, Saygıdeğer Konuklar, Değerli Basın Mensupları,


Şahsım ve TÜSİAD adına hepinizi saygıyla, selamlıyorum efendim.

 

Bilişim Sanayicileri Derneği ile birlikte düzenlediğimiz “Yenilikçi Türkiye İçin Bilişim” konferansımıza hepinize hoş geldiniz diyorum.

 

Bilişim sektörünün geniş katılımı ve değerli katkılarıyla, bu konferansı gerçekleştirmekten mutluluk duyuyoruz. Tüm katkı sağlayanlara ve sponsor kurumlara çok teşekkür ediyorum.

 

Değerli Konuklar,

Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçen dünyamızda, ekonomisini bilgiye dayandırmayan hiçbir ülkenin, 21. yüzyılda rekabet gücünü artırması mümkün gözükmüyor. Yüksek katma değer yaratabilmek; uzmanlaşmayı, yeni teknolojilerden faydalanmayı ve yenilikçi olmayı zorunlu kılmakta.  Bilgiyi üretme, işleme, saklama, paylaşma, konusunda sunduğu imkanlar ve karar alma süreçlerine, organizasyonel yapılara, iş süreçlerine getirdiği etkinlik ve tabi yeni pazarlara erişim konusunda sağladığı avantajlarla, bilgi iletişim teknolojileri rekabet gücünün şekillenmesinde çok kritik bir rol oynamaktadır.

Ekonomimizin büyüme kapasitesini geliştirmek, bilgiyi ve yenilikçiliği üretim ve yönetim sistemlerinin merkezine yerleştirmiş bir iş dünyasının varlığını gerektirmektedir. Diyebiliriz ki, kurumlarımızın son derecede zorlu rekabet yarışındaki konumları, bilgiyi nasıl yönettiklerine bağlı olarak şekillenecektir.

Bilgi ve iletişim teknolojilerinin dünyada gerek bireylerin yaşamlarında, gerekse kurumların işleyişi ve iş yapma modellerinde yarattığı baş döndürücü değişim, ülkemizde bilişim sektöründen beklentilerin de büyümesine yol açmaktadır. Gerçekten de Türkiye, bilgi toplumuna dönüşecek, yenilikçilik kapasitesini yükseltecek ve ekonomik büyümesini hızlandıracaksa, bunu ancak bilişim sektörünü şahlandırarak başarabilir.

Gelişmiş ülkeler katma değeri yüksek yeni ürünleri geliştirir ve bu ürünlerin üretiminde uzmanlaşırken, Türkiye gibi ülkelerin, teknolojisi standartlaşmış, ancak düşük maliyet temelinde rekabetçi olunabilecek ürünlerde uzmanlaşması, dış ticarette yapısal dönüşüme katkıda bulunsa da uluslararası ekonomideki göreli konumumuzu maalesef değiştirememektedir.

Uluslararası ekonomi içindeki konumumuzun dönüştürülmesinde bilişim sektörünün rolü kritiktir. Bilgi ve iletişim teknolojileri üretim zincirindeki Türkiye’nin varlık göstermesi, uzun dönemli büyüme performansının da en önemli destekleyicilerden biri olacaktır. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin sanayi sektörlerindeki verimliliği artırıcı ve yenilikçiliği destekleyici rolü, katma değeri yüksek ve sofistike ürünlere kavuşmamızı kolaylaştıracaktır. Ülkemizde üretilen ve ihraç edilen ürün gamını sıradanlıktan kurtarmanın yolu bilişimden geçmektedir.

Son yıllarda, bilgi ve iletişim teknolojileri sektöründe, geniş bant erişim başta olmak üzere,  iletişim hizmetlerinin kullanımının arttığını görmekteyiz. Gerek özel sektörde, gerekse kamu hizmetlerinin sunumunda bilgi iletişim teknolojilerinin daha fazla kullanılmasından memnuniyet duymaktayız. Yine de sektörün arzu edilen büyüklüğe henüz ulaşamadığını, önümüzde katedilecek önemli bir mesafe olduğunu da belirtmek zorundayız.

Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda, bilişim sektörünün 160 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşması hedeflenmektedir. Bu da önümüzdeki on yıl içinde sektörün mevcut büyüme hızının 3 katı oranında bir yıllık büyüme ihtiyacına işaret etmektedir.

 

Değerli Konuklar,

Kalkınma planlarında, bilgi toplumu strateji belgelerinde, bakanlıkların şura kararlarında ve sivil toplum örgütlerinin raporlarında, sektörün büyümesine hizmet edecek çok sayıda hedef ve bu hedeflere yönelik yapılması gereken işler, planlar söz konusu.

Bunlar; KOBİ’ler başta olmak üzere iş süreçlerine bilgi ve iletişim teknolojilerini daha fazla dahil etmekten, bilgi teknolojileri ihracatını artırmaya; sektörde sürdürülebilir ve etkin rekabet ortamını güçlendirmekten, yeni nesil mobil geniş-bant erişim altyapılarını ve geniş-bant internet kullanımını yaygınlaştırmaya kadar uzanan bir yelpazeyi oluşturuyor.

Memnuniyetle izlediğimiz ve katkı verdiğimiz bu çok önemli hedeflere ulaşılması ve bilişim sektörünün büyümesi, ancak sistemli, süreklilik arz eden ve sıkı sıkıya takip edilen bütüncül politikalar temelinde gerçekleştirilebilir. Gerekli politikaların, sektörle işbirliği içinde ve üst düzey koordinasyonu sağlayacak bir yapı ile hayata geçirilmesi, bilişim sektörünün 2023 hedeflerine taşınmasında önemli bir rol oynayacaktır.

Türkiye’nin orta ve yüksek teknolojili bir üretim yapısına ulaşmasına, yazılımın ve servis sektörünün önemli katkı sağlayabileceğine inanmaktayız. Ancak bu alandaki gelişme arzu ettiğimiz seviyenin uzağında. Ülkemizde şirketlerin ve kamu kurumlarının iç kaynak kullanarak hizmetleri karşılama yoluna gitmesi, yazılım sektörünün gelişmesini yavaşlatan bir etken olarak görülmekte. Küçük firmaların ürettikleri ürünleri büyük firmalara tanıtım ve pazarlamada sıkıntılar yaşamaları söz konusu oluyor. Nitelikli insan kaynağı eksikliğini de hepimiz biliyoruz. Bu alanda çalışan firmaların niteliklerini geliştirmeleri ve büyüyebilmeleri, ihracat yapar noktaya gelebilmeleri ve özgün yazılımlar üretebilmeleri için desteklenmelerini ne yapıp yapıp sağlayabilmeliyiz.

Bu noktada, nitelikli mühendislerimizin, araştırmacılarımızın ve girişimcilerimizin yetişmesi konusu da gündeme geliyor. Ülkemizin dinamik nüfusu, bilişim alanında arzuladığımız hedeflere ulaşmak için en önemli potansiyelimizi oluşturmaktadır. Bu potansiyeli, katma değeri yüksek ürün ve hizmet üreten bir yenilikçi güce dönüştürmemiz şart. Genç nüfusumuzun özellikle “fen, matematik, mühendislik, teknoloji” konularında ilgilerinin ve bu alandaki bilgi ve becerilerinin artırılması için gereken adımları tartışmamızın, enerjimizi doğru yere odaklamak bakımından çok yerinde bir tercih olacağına inanıyoruz.

Günümüzde yaşamlarımızda hava, su, gıda gibi çok temel bir ihtiyaç haline gelen ve ülkemizi bilgi çağına taşıyacak unsurlardan biri olan bilişimin gelişmesini sağlayacak vergi ve mevzuat düzenlemeleri konusundaki çalışmaların da önem taşıdığını düşünmekteyiz.

 

Değerli Konuklar,

Bugünkü konferansımızı “Yenilikçi Türkiye” olma yolunda bilgi ve iletişim teknolojilerinde nasıl gelişebiliriz? Sektörü, yatırımların ilgi odağı haline nasıl getirebiliriz? Ülkemizi bir teknoloji üssüne nasıl dönüştürebiliriz ve biz paydaşlar olarak bu süreçteki rol ve katkımızı nasıl arttırabiliriz? Bu gibi konuları ele almak için güzel bir fırsat olarak değerlendiriyorum ve konferansımızın başarılı olmasını diliyorum.

Sözlerime son vermeden önce, değerli birikim ve görüşleriyle katkı sağlayacak tüm konuşmacılarımıza, işbirliği için TÜBİSAD’a, konferansın gerçekleştirilmesinde önemli katkıları olan TÜSİAD’ın Bilgi Toplumu ve İnovasyon Komisyonu Başkan Yardımcımız Sayın Erol Bilecik’e ve tüm emeği geçenlere, sizlerin huzurunda TÜSİAD adına bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum, saygılar sunuyorum.