TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sektörel Politikalar ve Sektörel Kuruluşlar ile İlişkiler Komisyonu Başkanı Sedat Şükrü Ünlütürk'ün "Sürdürülebilir Turizm" Semineri Açılış Konuşması

Sayın Genel Müdürüm, Sayın Belediye Başkanım (larım), Turizm sektörünün değerli temsilcileri, Sayın konuklar;

TÜSİAD Yönetim Kurulu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum. “Sürdürülebilir Turizm” seminerimize hoş geldiniz. 

Turizm sektörü, gerek istihdam potansiyeli gerekse ödemeler dengesine katkısı bakımından ülkemizin ekonomik gelişiminde büyük öneme sahip sektörler arasında yer almaktadır. Ülkemiz ekonomisi için taşıdığı önemi dikkate alan TÜSİAD, bu sektörü öncelikli çalışma alanları arasında konumlandırmaktadır. Bu çerçevede, TÜSİAD Sektörel Politikalar ve Sektör Dernekleri ile İlişkiler Komisyonu çatısı altında faaliyet gösteren TÜSİAD Turizm Çalışma Grubu, sektörün sorunlarını yakından takip etmekte,  başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere kamu kurumları ile istişareler yürütmekte ve diğer paydaşlarla işbirliği içerisinde sektörün sorunlarının çözümüne yönelik çeşitli çalışmalar yürütmektedir.  

TÜSİAD’ın kuruluşunun 40. Yılında hazırlanan “Vizyon 2050 Türkiye” başlıklı çalışmamızda da ortaya konulduğu üzere;  ülkemizin ve dünyamızın içinde bulunduğu çevresel, ekonomik ve sosyal koşulları dikkate alarak; ekonomik faaliyetlerin çevresel dengeyle uyum içerisinde yürütülmesini öngören sürdürülebilirlik olgusuna büyük önem vermekteyiz. Bu çerçevede; “sürdürülebilir kalkınma” temasını önümüzdeki dönemin temel belirleyicisi olacağı öngörüsüyle öncelikli politika alanımız olarak seçmiş bulunuyoruz. Çevre ile olan yakın ilişkisini ve ülke ekonomisi içerisindeki önemini de dikkate alarak turizm sektörünün bu temanın dışında tutulamayacağı kanısındayız.

Değerli Konuklar;

Dünya Turizm ve Seyahat Konseyi verilerine göre, sektörün ileri-geri bağlantıları ile birlikte 2012 küresel GSYH’nın % 9,1'ini (yaklaşık 6,5 trilyon dolar) oluşturduğu ve yaklaşık260 milyon kişiye istihdam yarattığı tahmin edilmektedir. (Küresel istihdamın% 8’inden fazlası) Bu rakamları temel alacak olursak, turizm sektörünün küresel ölçekte yatırımların ve iktisadi gelişimin itici güçlerinden biri olduğunu söyleyebiliriz. Dünyada en çok ziyaretçi çeken ülkeler arasında 6. sırada yer alan ülkemizin bu değerlendirmenin dışında tutulması düşünülemez. Her yıl artan ziyaretçi sayısıyla paralel olarak yükselen turizm gelirleri ülke ekonomisine önemli ölçüde katkı sağlamaktadır. Bu katkı gelecek yıllarda da artarak devam edecektir.

Gelecek yıllarda da hızla büyümeye devam edecek olan turizm sektörü, nüfus artışı ve tükenen doğal kaynaklar neticesinde, orta ve uzun vadede başta iklim değişikliği olmak üzere çevresel sorunlardan en çok etkilenen sektörlerden biri olacaktır. Söz gelimi, birçok yöre doğal olma özelliğini yitirirken, Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz çanağı önümüzdeki yüzyıl sonunda tamamen kirlenme tehlikesiyle karşı karşıyadır.  Bu gelişmeler ışığında turizm sektörünün sürdürülebilir bir eksende yeniden yapılandırılması kritik önem arz etmektedir.

Ülkemiz özelinde değerlendirildiğinde ise mevsimsellik sorunu sektörün rekabet gücünü olumsuz etkileyen başlıca unsurlardan biri olarak göze çarpmaktadır.  Turizm sektörü faaliyetleri yılın belirli bir döneminde ağırlık kazanmakta, istihdamı olumsuz etkileyen, çevre üzerinde baskıya yol açan bu durum ekonomik açıdan sürdürülebilir gözükmemektedir. Bu ve diğer bir dizi zafiyet dolayısıyla ülkemiz, rakibi konumundaki 5 ülke ile karşılaştırıldığında gerek rekabet gücü gerekse turizmden elde ettiği gelir bakımından oldukça geridedir.

Konuşmam çerçevesinde değinmiş olduğum bu hususlar ışığında Turizm sektörünü değerlendirmek ve sektörün ülke ekonomisine katkısını artırmak amacıyla 21 Haziran 2011 tarihinde düzenlemiş olduğumuz “Sürdürülebilir Turizm Çalıştayı” kapsamında sektör dernekleri, kamu kuruluşları ve özel sektör temsilcileri arasında fikir alışverişi yapılmış ve bu sürecin sonunda  “Sürdürülebilir Turizm” başlıklı bir rapor yayımlanmıştır. Anılan Rapor, sektörün sorunlarını fiziksel altyapı, eğitimli istihdam ve kararlı çevre politikaları kavramları etrafında incelemiştir. Söz konusu raporun sektör paydaşlarına tanıtılması ve sektörün geleceğinin değerlendirilmesi amacıyla paydaşları bir araya getirmek amacıyla düzenlemiş olduğumuz bu seminerin faydalı bir istişare ortamına zemin oluşturmasını diliyorum. Bu vesileyle seminerin gerçekleşmesine katkıları dolayısıyla T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, Seferihisar İlçe Belediyesi’ne, başta TÜRSAB, TUROB ve Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği olmak üzere tüm sektör temsilcilerine ve Mövenpick Otel’e teşekkürlerimi sunarım.

Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.