TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz'ın “11. Teknoloji Ödülleri” Basın Toplantısı Açılış Konuşması

Sayın Başkanlar, Sayın Basın mensupları,

TÜSİAD Yönetim Kurulu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

TÜBİTAK, TTGV ve TÜSİAD olarak, teknolojinin ve yenilikçiliğin önemine duyduğumuz inançla, bu yolda öne çıkan kuruluşları ve kişileri ödüllendirmek üzere 1997'de başladığından bu yana, etkinliğimizin özel sektör içerisinde giderek artan oranda heyecan verici bir yarış haline geldiğini görüyor, ödülümüzün gördüğü ilgiyle gurur duyuyoruz.

Teknoloji Ödüllerinde başvurular, yenilikçilik ve teknik mükemmeliyet gibi değerlendirme kriterlerinin yanı sıra ulusal teknolojik birikime sağladığı fayda bakımından da ele alınmış oluyor. Ödüllerimizin birçok değerli projeyi kamuoyuna tanıtmakta önemli bir rol ve işlev gördüğünü görmekten memnuniyet duyuyoruz.

Firmaların Ar-Ge’ye daha çok yatırım yapmaları, Türkiye’nin inovasyon kapasitesinin artması için en temel gereklilik. 20 yıl önce teknolojiye yatırım yapmış şirketlerin, şu anda dünya ekonomisine şekil veren, bütçeleri birçok devlet bütçesini aşan şirketler haline gelmiş olduklarını görüyoruz. Bu dünya düzeninde Türk şirketlerinin de yoğun rekabet şartlarından sıyrılarak varlıklarını sürdürebilmek ve büyüyebilmek için Ar-Ge ve inovasyonda yetkinleşmeyi önceliklendirmeleri gerektiği kanaatindeyim.

Teknolojik araştırma ve geliştirme süreci hiç bitmeyen bir maraton. Bu maratonda ne kadar başarılı olursak olalım, her zaman yolun başında olduğumuzu varsaymak durumundayız. Önümüzde her zaman daha büyük hedefler beklemekte. Bizden çok önce bu yolculuğa çıkmış ülkelere yetişmek ve geçmek için tek yol AR-GE'de, teknolojide, inovasyonda yetkinliğimizi artırmak. Biliyoruz ki ancak teknolojiyi etkin kullanan ve üreten bir ülke olarak rekabet gücümüzü artırabilir ve dünyanın ilk 10 ekonomisi içerisine girme hedefimizi yakalayabiliriz.

Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan rekabet gücü bağlamındaki ölçütlere göre de,  Türkiye küresel rekabetçilik endeksinde 2012-2013 sıralamasında bir önceki yıla göre 16 sıra yükselerek 144 ülke içerisinde 43. sıraya yerleşti. Bunda kamu ve özel sektörün çabalarının önemli payı var. Endeksin alt bileşenlerine baktığımızda ise inovasyonda halen ortalamanın altında olduğumuz görülüyor.

İnovasyon kapasitesini belirleyen birçok alt ölçüt söz konusu; bilimsel araştırma kurumlarının niteliği, şirketlerin Ar-Ge harcamaları, üniversite-sanayi işbirliği, yetişmiş insan gücü, patentler, fikri mülkiyet hakları… Bu alanlardan her birinde kaydedeceğimiz ilerleme inovasyon kapasitemizi geliştirecektir. Türkiye’de Ar-Ge harcamaları 2011 yılında bir önceki yıla göre yüzde 20 artarak yaklaşık 12 milyar TL olarak gerçekleşti. Ar-Ge Harcamalarının GSYİH’ye oranı yüzde 0,86; ülkemizin 2023 yılı hedefi bu oranı %3’e çıkarmak. Özel sektörümüzün Ar-Ge Harcamalarının GSYİH’ye oranının ise 2023’te % 2’ye ulaşması arzu ediliyor.

Bu hedeflere ulaşmak için, son yıllarda memnuniyet verici şekilde sürekli artan Ar-Ge harcamalarının devam etmesi kadar, rekabet öncesi işbirliklerinin artırılması,  teknoloji geliştirme bölgelerinin hem akademiyle hem de firmalar ile işbirliğinin etkinleştirmesi gibi alanlarda gelişme kaydetmemiz de çok önemli. İlaveten, Ar-Ge teşvik mekanizmalarının daha verimli nasıl kullanılabileceği gibi konuların da sürekli değerlendirilmesi gerekiyor. Ar-Ge yatırım oranını hızla artırırken diğer yandan teknik altyapıdan hukuki altyapıya kadar geniş bir alanda kamu-özel sektör işbirliği çerçevesinde yenilikçi adımlar atabilmeliyiz. Son olarak, inovasyonun nitelikli eğitimden ayrı ve bağımsız bir kavram olarak değerlendirilemeyeceğine de dikkat çekmek istiyorum. Ülkelerin rekabet gücü nitelikli işgücünün varlığı ile doğru orantılıdır. Okul öncesi eğitiminden başlayarak eğitim sisteminin her kademesinde araştırmacılığı ve yenilikçiliği ön plana çıkarmalı ve buna yönelik politikaları da vazgeçilmez ve acil olarak uygulamaya koymalıyız.

Değerli konuklar,

Teknoloji Ödülleri ile ülkemizin teknoloji üreten yenilikçi yüzünü tanıtmaya gayret ediyoruz. Teknoloji Ödülleri’nde yer almak, firmalar için, teknolojik üstünlüklerinin tescillenmesi anlamına geliyor. Rekabetin giderek zorlaştığı bir ortamda, ödüle başvurup başarılarını geniş bir kitleyle paylaşabilmek firmalarımız için önemli bir fırsattır; kendilerini bu fırsattan yararlanmaya davet ediyoruz.