TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner'in “Sürdürülebilir Sağlık Sistemi İçin Kronik Hastalık Yönetiminde Elektronik Sağlık Kayıtlarının Rolü” Rapor Tanıtım Toplantısı Açılış Konuşması

Sayın Konuklar, Değerli Basın Mensupları,

TÜSİAD Yönetim Kurulu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum. “Sürdürülebilir Sağlık Sistemi İçin Kronik Hastalık Yönetiminde Elektronik Sağlık Kayıtlarının Rolü” başlıklı raporumuzun tanıtım toplantısına hoş geldiniz.

TÜSİAD Sosyal İşler Komisyonu bünyesinde faaliyet gösteren Sağlık Çalışma Grubumuz, akademik destekle araştırma raporları yayımlamakta ve ilgili mercilere ve kamuoyuna sunmaktadır. Sürdürülebilir bir sağlık sistemi konusundaki raporlarımızı, 2004 yılında “Sağlık Reformu Yolunda Öneriler” çalışmasıyla başlatmıştık. Geçen yıl yayınladığımız “Sağlıkta İnovasyon” raporumuzla da sağlık sektöründe inovasyon kapasitesini ele almıştık. Söz konusu rapor ilaç, tıbbi teknoloji ve e-Sağlık alanlarında inovasyonun geliştirilmesine yönelik öneriler sunmaktaydı. Bu çalışma ışığında, e-Sağlık konusunu, sağlık sisteminin mali sürdürülebilirliğini zorlayan kronik hastalıklar açısından, ayrı bir raporla ele almak istedik.

İnovasyon, her alanda verimliliği artıran ve fark yaratan en önemli unsur. İlerleyen teknoloji ve inovasyonun, hem toplumun sağlık düzeyinde iyileşmelere, hem de sağlık sisteminde verimliliğe ve mali sürdürülebilirliğe katkı sağlayacağına inanıyoruz.

Bilindiği gibi sağlık, ekonomik büyümenin bir göstergesi…. 21. Yüzyılın en önemli sağlık sorunu olarak kronik hastalıklar dikkat çekiyor. Yapılan çalışmalar, bunun sadece gelişmiş toplumların değil, gelişmekte olan toplumların da sorunu olduğunu ortaya koyuyor.

Ekonomik analizler, bulaşıcı olmayan hastalıklardaki her %10’luk artışın, yıllık ekonomik büyümede %0,5’lik bir azalmayla ilişkili olduğunu gösteriyor. Hipertansiyon, diyabet gibi kişinin sürekli tıbbi destek almasını gerektiren kronik hastalıklar, yaşam kalitesinde bozulmalara ve iş gücü kaybına da neden oluyor.

Kronik hastalık yükü, sağlık sisteminin mali sürdürülebilirliği açısından önemli bir risk. Ve bu yük, tüm dünyaya paralel olarak ülkemizde de artmakta. Ülkemizde tüm ölümlerin %71’i kronik hastalıklardan kaynaklanıyor. OECD ve Dünya Bankası’nın yaptığı bir çalışmaya göre ülkemizde 2002 yılında %66 olan kronik hastalık yükünün 2020’de %80’e çıkması bekleniyor. Bu oran başlı başına, sağlık sektöründeki hizmet programlarının geleceğe yönelik planlanmasında dikkate alınması gereken bir uyarı niteliğinde.

Bugün size sunulacak raporda, kronik hastalıkların yönetiminde gerek tedavi başarısını artırmak gerekse sistemde verimlilik artışı sağlamak için, elektronik sağlık kayıtlarının etkili kullanımı konusu ele alınıyor. Kronik hastalık yönetiminde “bütünleştirilmiş sağlık hizmetleri” ile sürdürülebilir ve kaliteli bir hizmet sunulması hedefleniyor.

Ülkemizde halihazırda var olan elektronik sağlık altyapısında yapılacak düzenlemeler ile kronik hastalıkların yönetiminde çok önemli ilerlemeler sağlanabileceğine inanıyoruz. Verimlilik artışı ve mali yükün azaltılmasının yanı sıra kronik hastalığın, hekimi tarafından takip edilebilmesi hastanın yaşam kalitesine de olumlu etki edecek. Elbette altı çizilmelidir ki kişisel sağlık verilerinin hekimin kullanımına sunulmasında güvenli bir altyapının sağlanması, hasta mahremiyeti açısından hassas bir konu. Kişisel sağlık kayıtlarının tutulmasında veri paylaşımı ve güvenliği ile ilgili standartların çok iyi belirlenmesi gerekiyor.

Bilgi ve iletişim teknolojilerine dayalı elektronik sağlık kayıtları uygulamasıyla, hizmet sunumunda sağlık sisteminin performansının artırılabileceğine inanıyoruz.

Sözlerime son verirken, raporumuzu hazırlayan değerli yazarlarımıza, TÜSİAD Sağlık Çalışma Grubumuza ve bugün görüşlerini paylaşmak için aramızda bulunan değerli bürokratlarımıza çok teşekkür ediyor; sözü Sağlık Çalışma Grubu Başkanı Şükrü Bozluolçay’a bırakıyorum.